Bu gün, geçen defâ ayrıca yazmaya değer; lâkin köşe sınırımızı oldukça aştık diye ertelediğimiz, Pazar günkü, Sâlih ÇONGARA ve Abdurrahman MURTAZAOĞLU Beylerle ortak arkadaşımız İstanbul Kültür Müdürü Coşkun YLMZ Bey’in annesinin cenâzesi dolayısıyla Darıcabaşı seferimiz bağlamında düşmek istediğimiz notları paylaşacağız.
MEN LEMYEZUK, BİLMEZ YAZIK!
Öncelikle, cenazesinde bulunduğumuz merhûme Ayşe Annemize dâir bizim söyleyeceğimiz, bu zor coğrafya ve çetin şartlarda 8 çocuk yetiştirmesi başlı başına destanlık bir olay. Ben hep derim, ya da böyle yerlerde konuşma yapma durumu hâsıl olduğunda söylerim; bu günlere bakarak o annelerin çektikleri çileler, gösterdikleri sabırlar onları cennete götürmezse bugün bizlerin bu çilesizlikle bir yere gelme şansımız çok az. Tabiî Allah CC bilir ama onların yaşadıklarını bırakın yaşamak, dinlemeye bile tahammül edemez şimdiki nesil. Gerçi dinlese de edebiyat gelir, onun için de anlayamaz. Dolayısıyla ne demişler; Men lemyezuk, bilmez yazık! Tatmayan bilmez yâni!
YAZMAKTAN KASIT
Annesini yazmak Coşkun Bey’e düşer. Yazmalı da. Çünkü bu günlere bizi getiren böyle annelerin yaşadığı hikâyelerdir. Yenilerin aklını başına devşirmesi adına bu hikâyelere ihtiyaçları vardır. Sözü uzatmıyorum, çünkü Coşkun Bey’in beni fazla söze hâcet olmadan anlayacağına inanıyorum.
Biz kendisini bildiğimiz, bulduğumuz kadarıyla anlatmaya, öğrenince gurur duyacakları hemşehrileri ve aziz milletimize tanıtmaya çalışacağız inşâllâh. Ancak bundan önce cenâze gününe dönmek istiyorum.
DEREYOLU, MELET VÂDİSİ...
Şahsen Dereyolu’ndan çok gidip gelmişliğimiz var ama Melet Irmağı’nın iki yanından yükselen tepelere tırmanmamız pek olmamıştır. Darıcabaşı’ya gidişimiz de o gün ilkti. Zâten bu yol da 2000’in ilk yıllarında yapılmış. Asfalt döküleli de bir-kaç yıl olmuş.
O gün, Coşkun Bey’in sınıf arkadaşlarıyla berâber merâsime katılmamız her anlamıyla güzel oldu hepimiz için. Öncelikle biz vefâdan öte, talebelerimiz başta olmak üzere çok tanışla karşılaştık. Dostlukları tazeledik. Meğer oralarda ne çok âşinâlarımız varmış.
CENÂZE NAMAZI EVLÂTTAN…
Biz vardığımızda büyük bir kalabalıkla karşılaştık. Bir yandan uzaktan gelenler için ikram sofraları dolup taşıyor. Coşkun Bey ve yakınları misâfirleri karşılayıp tâziyeleri kabul ederken İlçe Müftüsü Abdullah ERDOĞAN Bey hocamız da içerde câmide va’z u nasihatte bulunuyor.
Câmi alt-üst, bay-bayan, lebâleb dolu. Mâlum, bizim her yerde olduğu gibi burada da bir ezan okuma talebimiz oldu. Ahmet YILMAZ Hoca bize bu imkânı temin etti.
İkindinin ardından cenâze namazı kılındı. Namazı da evlâdı olarak Coşkun Bey kıldırdı. Ne mutlu. Bu mazhariyet te herkese nasîp olmaz. Hem her evlâda, hem de her anne-babaya. Rabbimiz öbür dünyâda da Efendimiz SAV’in komşuluğunda berâber eylesin onları ve tüm Muhammed muhabbetiyle yaşayanları… Âmin…
GÜZEL SES; HOŞ BİR SEDÂ
Gel gelelim Eymür Köyümüzde16 yıl görev yapan Ahmet YILMAZ Hoca meğer bununla kalmayıp okuduğumuz ezanın ses kaydını da almış. Akşam şehre indiğimizde notlarıyla berâber telefona düştü:
“Nuri hocam Öncelikle selamlar Bu yaşta bu sesin güzelliği bu makamın güzelliği makamın güzelliği diyorum çünki tam benim ezan okuma makamım 3 defa kaydı dinledim yine dinleyecegim az çekebildim affola Mesudiye Darıcabaşı Mah. de hoş bir seda idi kıymetli hocam saygılar.”
TEŞEKKÜRLER, AHMET YILMAZ…
“Nuri Kahraman: Çok teşekkürler Ahmet Hocam. Öncelikle bana onca telâşe arasında o imkânı tanıdığınız, ayrıca da bu kaydı gönderdiğiniz için. Benim de hayatta en çok sevdiğim ve özendiğim iş ezan okumak. Bir yere gittiğimde orada ezan okumak ilk yapmak istediğimiz şeydir. Siz de bu meslektensiniz, bilirsiniz. Rabbimiz bizleri Hz. Bilâl ra Efendimiz in komşuluğunda buluştursun. Âmin.
İnşâllâh yine okuma imkânı buluruz. Yazın yayla falan etkinlikleri olursa ya da dînî bir program, haberimiz olsun. Gelmeye çalışırız Allâh CC in izniyle. Bundan önce gönüller bir olsun. Sizi seviyoruz. Tekrar teşekkürler; cümleye sevgiler-saygılar wes'selâm...”
YİNE BEKLERİZ; KAPIMIZ AÇIK…
“Nuri hocam öncelikle güzel temenniniz için çok teşekkürler eder sizi ve arkadaşlarınızı köyümde yaz kış ve her an ağırlamaktan gurur ve onur duyarım. Bizleri köyümüzde bu meşekkâtli günde onurlandırdınız biz de çok teşekkür ederiz. Allaha emanet olunuz.”
Biz de Ahmet Hocamızın bu mesajına “Teşekkürler sevgili kardeşim bilmukâbele wes'selâm...” diyerek mukâbele ettik. Ondan sonra hocamla zaman zaman bilgi almak adına telefon görüşmelerimiz oldu.
DAHA YAZACAKLARIMIZ VAR...
Daha yazacaklarımız çok. Gerek biz cenazeye gidip gelirken arkadaşların anlattıkları gerekse bizim gözlemlerimiz, gerekse Coşkun Bey’le ilgili kendi tanıklığımız ve onun çalışmaları, eğitim süreci, akademik çalışmaları, kitapları, eserleri, bürokrasideki yeri noktalarında söyleyeceklerimiz var. Onun, gerek çalışkanlığı, gerekse başarıları meyânında, öncelikle Ordumuz ölçeği ve de yurdumuz çapında tanınması gereken bir değer olduğuna inanıyoruz.
HAYIRLI YOLCULUKLAR WES'SELÂM...
Onu da gelecek yazılara bırakıyor, bugün cenâze sonrası âilesi ve yakınlarıyla berâber İstanbul’a dönüş yoluna çıkan Coşkun Bey’e tekrar Yüce Rabbimiz Teâlâ Hazretlerinden sabr-ı cemîller, gerek dünyevî gerek uhrevî her türlü yolculuklarında hayırlar diliyor, cümle dostlara sevdikleriyle berâber Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşmalar niyâz ediyor, sevgiler-saygılar sunuyorum wes’selâm…