Ögretmenevi'nde, Gümüşhaneli bir âileden Ordulu Ali CERAN Bey arkadaşımızla belki 40 yıl sonra görüşmüş olacağız.
Tevâfukan, daha önce arayıp ta buluşamadığımiz, az önce mesaj atıp görüsebileceğimizi ifâde eden ve hayatta ilk defâ görüşüp tanışacağımiz bir ağabeyle de ikindide Şems-i Tebrizi Câmii'nde buluşacağız.
Mustafa UĞURLU Ağabey bizim Ordu İmam-Hatip Okulu'nda görev yapmış. Ancak o zamanlar tevâfuk etmemişiz. Ordu'da izler bırakmış, gönüllere dokunmuş. Çok konusu geçiyor. Messencer'da görünce mesaj attık. Sonuçta bu gün büyük buluşma! gerçekleşecek inşâllâh.
Şimdi yazarken okulumuzun ilk mezunlarından, Konya'da mukim Sâlih AYDIN Ağabey de aradı. O da buluşmaya gelmeye çalışacak.
Sizin anlayacağınız; güzel bir sohbet ve de muhabbet bizi bekliyor; Yâ nasîp, inşâllâh diyor, burda da paylaşırız diye ümit ediyoruz.
-BİR ONLARA, BİR BİZE...-
Bugün sizlerle ayrıca iki de nükte paylaşacağız. İlki İl Nüfus Müdürümüz Yusuf MERCAN Bey'den. Dünyâ çoğunluğu çok çok mantıksız bâtıl bir döngü içerisinde. Çin, Japonya, Tayland, Hindistan hadi neyse de egemen batı, onca teknoloji ve bilimsel zirveye rağmen akıl almayacak bir saçmalıklar silsilesi girdâbında müdevver, savrulup duruyor.
Her neyse, söz konusu metni Sn. Müdürümüze teşekkürlerle berâber sunuyoruz:
-İMAM ile PAPAZ'ın BAŞLAMADAN BİTEN MÜNAZARASI.-
"İmam efendi, ehli kitap ile münazara için patrik ve papazların olduğu tartışma ortamında ilk cümlesi şöyle olmuş:
- “Ey Papaz, çoluk-çocuk nasıl?”
Papaz, kibirle yüzünü ekşitmiş;
- "Hıristiyan din adamlarına münâzaraya geliyorsun da, daha papazların, papanın çoluk-çocuk edinmek gibi süflî (aşağılık)işlerle meşgul olmadığını bilmiyorsun öyle mi! Bu ne cehâlet!” ...
İmam gülmüş;
- “Bilmediğimden değil... Fakat;
Kendinize bile yakıştıramadığınız, süflî iğrenç bulduğunuz, eş ve evlât edinme vasfını Allâh’a isnad edişinizdeki tutarsızlığı size söyleteyim dedim !"
* * *
Temelleri böylesine çürük Hristiyanlara bu güzel dersten sonra bir ders te, dînini diyânetini gereken ciddiyet ve duyarlılıkla yaşayıp ta yaşatma gayretinde olmayan bize:
İSLÂM'DA AÇIK ÖĞRETİM VAR MI?
Prof. Cafer Karadaş Hocamızın muhteşem tespiti:
-"Dinde 'açıköğretim' yok!"-
"...Demek ki, dinde bir çok hususun geçerliliği peygambere iman ile mümkün olmaktadır. Çünkü namazı niyazı, haccı, zekatı... öğreten odur.
Allah sadece "KİTAP" göndermiyor. Onu "MUALLİM"le birlikte gönderiyor.
Yani dinde açık öğretim yok...
Vesselam..."
SÜNNETSİZ ÜMMET OLMAZ!
Hocamız bunu elbette SÜNNET' reddeden, hafife alan "Sünnetsizler"e diyor! :) diyerek paylaşıma açıklık getiren, emeklilik sonrası din hizmetini Almanya'da sürdüren, Fatsa Gölköy'den Yektâ HACIVELİOĞLU Bey hocamıza teşekkürlerle bu günkü yazımızı noktalıyoruz.
-BATIDAN DOĞUYA-
Batıda bu temelsizlik, çürümüşlük ve tutarsızlık ve de savruluşla berâber ülkemizde, medeniyetler beşiği güzel vatanımızda, âşıklar, sâdıklar, ârifler yurdu Anadolumuzda çok şükür bir silkeleniş, kendine gelme ve doğruluş var. Dünyânın da muhtaç olduğu bu gelişme hepimizin gayretleriyle berâber en kısa zamanda netîce verir. Ne mutlu böyle bir güzellikte payı olanlara ve de olacaklara...
-KONYA'DAN ORDU'YA-
Bu güzel duâya Âmin derken Cuma günü için dönüş bileti aldığımız Konya'dan Yâ Nasîp diyerek cümleye gönülden sevgiler-saygılar sunuyor; sevdikleriyle berâber sonsuz mutluluklar diliyoruz wes'selâm...