Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

GEL HOCA; BİR ÇAY İÇ TE ÖYLE!

Geçen defâ anlatacakken lâf uzayınca buraya intikâl etti. Tekrar kazâya kalmasın diye doğrudan başlayalım. Olay şu: Daha önce de  belirttiğimiz gibi bir vesîleyle gittiğimiz Tevfik Karabulut Ağabey'in bürosunda eski okul arkadaşları olarak tevâfuk edip, muhabbet de kaynayınca, deprem ve soğuk kış şartları bağlamında konuşurken bir ara Muharrem Ağabey bana dönerek;   BAK SANA BİR ŞEY ANLATAYIM! - Bak sana bir şey anlatayım. Baban rahmetliyi severim; hakîkaten çok severim. O bizim çok sevdiğimiz bir ağabeyimizdi. Onunla çok ayrı bir muhabbet ve hukûkumuz vardı. Meselâ, sizin evde en az 5-6 iftarı birlikte yapardık her Ramazan. Birlikte Terâvih kılardık. Evlerimiz de yakındı zâten. Yolum üzerindeydi.   - OĞLUUM; SEN NERDESİN?! Bir gün "Gel hoca bir çay iç te öyle git." dedi. Oturuyoruz. Daha çay gelmeden bir yaşlı kadın öteden beri gelerek; - Oğluuum; Sâlim sen nerdesin? diyerek girdi içeri. Baban da o sıralar bir hafta kadar yoktu buralarda. Neredeydi bilmiyorum. Neyse; - N'oldu ana? dedi. - Oğlum, ben donuyorum! Kimdi bilmiyorum. Neredeyse ağlamaklı bir hâli var. Zannedersem o da tanımıyordu herhâlde, isim telâffuz edilmedi çünkü.   HANİ; O MÂVİ ARABA... Hemen işçileri, şoförü çağırdı; sizin mâvi bir araba vardı, Willis mıydı, neydi? - Bedford. - Ha işte o. Sâlim Âbi; - Arabayı getirin, kabuk yükleyin; biraz da odun, kömür atın. dedi. Azıcık ta harçlık verdi. Arabanın önüne de oturtturdu. - Kabuğunu gösterdiği yere dökün, sobasına bakın; anama yardımcı olun!  deyip gönderdi. Kocakarı dua ede ede gitti.   - HAYIRDIR SÂLİM ÂBİ?! Dedim ki; - Hayırdır Sâlim Âbi? - Bunlar bizim asıl servetimiz, sermâyemiz, güvencemiz hoca! dedi. Hiç unutmuyorum. Sizin ordan geçerken hep bu olay gelir aklıma. Topluma faydalı bir insandı. İyi insandı. Allâh CC rahmet eylesin...   AKŞAM ANNEME ANLATTIM... Bu olayı akşam anneme gittiğimde ona anlattım. Doğru dedi. Muharrem Hoca bize Ramazan hocalığı yaptı. Evleri de yakındı. Âilece tanışır görüşürdük.   BİR DE HASAN HOCA; GÜL HANIM'IN BEYİ... Hasan Hoca da aynı şekilde bir Ramazan namaz kıldırdı, bizim mahalleden; Gül Hanım'ın beyi. Senin profesör arkadaşının babası. Hani Yenimahalle Câmii'nde görev yapıyordu. Evleri de oraya yakındı. - Tamam, anladım anne, Âşık Hasan diyorlardı, soyadı KILIÇ. Çocuklarının hepsi arkadaşımız. Hem okuldan, hem mahalleden; bilmez miyiz? - Her neyse, daha başkaları da gelmişti hoca olarak. İmam-Hatip Okulu talebelerinden falan, genç çocuklar vardı. Şimdi kimlerdi hatırlayamıyorum.   HEY GİDİ O ŞEN GÜNLER... Hey gidi günler. O zaman buralar çok şendi. Her akşam terâvih. Komşular gelirdi. Sizler vardınız. Kardeşlerin falan. Hatimler okunurdu. Şimdi herkes dağıldı, sizler de, komşular da... Kimler geldi kimler geçti. Yalan dünyâ. Konup göçme dünyâsı... - Evet anneciiim; aynen öyle...   İŞTE BÖYLE BABACIĞIM... Babacığım; Annemin de hoşuna gitti Muharrem Âbi'nin anlattıkları ve o da hatıralara dalıp coştu da coştu... O da çok şeyler anlatıyor. Sonuçta aynı hayâtı birlikte sürüklediniz. İnşâllâh onları da yazacağım; not aldım, almaya devam ediyorum o anlattıkça.   GELGELELİM ESÂSA... Bu arada esastan bayağı uzaklaştık. Konu Muharrem ŞÂHİN Ağabey'in anlattığı husustu. Ta geçen yazıda anlatacakken buraya kaldı. Şükrolsun anlattık ama sonunu bağlayamadık. Bağlamak derken, ilk yazıyı yayınlayıp ta sosyâl medyada paylaşınca, daha bu anekdotu vermeden, seninle böyle hasbihâlimiz hoşuna giden arkadaşlar tarafından güzel değerlendirmeler yapıldı.   GÜZEL ARKADAŞLAR, HOŞ DEĞERLENDİRMELER... Buraya alıyorum sevgili babacığım. Senin de hoşuna gidecek mutlakâ. Evlâdın olarak onlara peşînen teşekkürlerle berâber arz ediyorum:   BABA İLE DERTLEŞMEK GÜZELMİŞ! Onun babası da, ilkokulu senin gibi Abdullah DEMİRTAŞ'ta okumuş olan Gülyalı Alibey'den öğretmen arkadaşımız Câhit ŞÂHİN Hoca şöyle dile getirmiş yazıyla ilgili düşuncelerini: "Baba ile dertleşmek güzelmiş. Rabbim Sâlim Amca'ya rahmet etsin. Sizlere de âfiyet versin..."   İZLERLE BERÂBER ZEVKLE OKUDUM... Şiir ve sohbet arkadaşımız Hüseyin GÜRLEYİK Bey de şu ifâdelere yer vermiş: "Zevkle okudum; Kendi yürüdüğümüz yollardan da izler görerek..." *Bizim yalnızca okuldan tanıdığımız, senin köyü, kenti, hocalığı, dostluğu ve muhabbetiyle daha fazla muhatap olduğun ve anlattıklarıyla bu yazının da asıl eksenini teşkil eden Muharrem ŞÂHİN Ağabey de, daha onun anlattığına yer veremediğimiz hâlde yalnızca o yazıya dâir olmak üzere şu cümleleri kullanmış yorumunda:   ÇOK GÜZEL DERTLEŞMİŞSİN... "Çok güzel  dertleşmişsin babanla. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Yakinen çok  hayır  hasanetina şahit oldum. Yakın  komşumdu her gün hemen hemen görüşürdük."   MERAK UYANDIRAN BİR YAZI OLMUŞ... Senin Şuayip'te Müderris  GACAROĞLU'da birlikte okuduğun medrese arkadaşın Mehmet Hulûsî MURTAZAOĞLU'nun oğlu meslektaşımız, ayrıca ORİMDER Başkanımız Abdurrahman Bey de şöyle dile getiriyor duygularını: "Allah mevtalarımıza rahmet eylesin. Merak uyandıran dizi film gibi bir yazı olmuş. Devamını da okuruz inşaallah."   BAŞBAŞA İÇLİ BİR SOHBET OLMUŞ... Aynı şekilde, Gacaroğlu'dan Medrese arkadaşın Hasan BAYTAR'ın torunu, çok yakından tanıdığın ve seninle ilgili Muharrem Âbi gibi hâtıraları bulunan Ahmet ŞİMŞEK Ağabeyin yeğeni  Ârif Emre BAYTAR arkadaşımız da şöyle ifâde etmiş düşüncelerini: "BASBASA ICLI SOHBET OLMUS ...MEKANI NUR OLSUN."   BÜYÜKLER, GİDİNCE ANLAŞILIYOR ASIL... Bizden daha yakın görüşüp tanıştığınızı ve hukûkunuz bulunduğunu tahmin ettiğim komşu Arpaköy'den Ramazan GÜNAYDIN Arkadaşımız da yorumunda şu duygulara yer vermiş: "Mekânı cennet olsun. Sonuna kadar okudum. Büyükler başımızdan gidince anladık. babalık ne ağır yükmüş meğer. Bir dönemin güzel insanlarıydı o dönemin insanları...   "ALLÂH MEKÂNINI CENNET EYLESİN..." Kimliği konusunda fazla açıklamaya gerek olmayan; köy komşumuz, benim ayrıca okul arkadaşım; ÇAMLI diye mâruf Mustafa ÖZTÜRK ustada son söz.  İşte onun da duygu ve düşünceleri: "Allah,,,gani,,,gani,,,rah,,,met,eylasin,,,nuricigim,,baban,,,salim,,,kahraman,cok,guzel,insandl,camll,caminin,,,okulun,,,elektrigini,,,yap,,lslklarl,,,yak,,,yanlma,,,gel,,dedi,,,yaptlm,,,yanlna,gittim,cay,soyledi,borcum,ne,dedi,parayl,verdi,,hem,,,milliyetci,hem,,,muhazakar,yardlmsever,tatll,bir,insandl,guzel,babaidi,,,allah,,mekanlnl,,,cennet,,,eylesin,senin,gibi,allah,ve,peygamber,sevgilisi,bir,evlat,yetisdirdigi,icin,ayrlca,gurur,verici,annenin,ellerinden,hurmetle,oper,allahdan,,,acil,sifalar,,dilerm,selamunaleykum,,,klymetli,kardesim,,allah,,,yar,ve,yardlmcin,olsun,,,"   GİDENLERE RAHMET, KALANLARA SELÂM... Duygu ve düşüncelerini beyân eden cümleye teşekkürlerle berâber Rabbimizden hepimizin geçmişleri ve özellikle depremde göçen ehl-i îman kardeşlerimiz için sonsuz rahmetler niyâz ediyor; yine görüşebilmek ümîdiyle tüm dostlara sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2023 - Pazartesi

GEL HOCA; BİR ÇAY İÇ TE ÖYLE!

Geçen defâ anlatacakken lâf uzayınca buraya intikâl etti. Tekrar kazâya kalmasın diye doğrudan başlayalım.

Olay şu:

Daha önce de  belirttiğimiz gibi bir vesîleyle gittiğimiz Tevfik Karabulut Ağabey'in bürosunda eski okul arkadaşları olarak tevâfuk edip, muhabbet de kaynayınca, deprem ve soğuk kış şartları bağlamında konuşurken bir ara Muharrem Ağabey bana dönerek;

 

BAK SANA BİR ŞEY ANLATAYIM!

- Bak sana bir şey anlatayım. Baban rahmetliyi severim; hakîkaten çok severim. O bizim çok sevdiğimiz bir ağabeyimizdi. Onunla çok ayrı bir muhabbet ve hukûkumuz vardı.

Meselâ, sizin evde en az 5-6 iftarı birlikte yapardık her Ramazan. Birlikte Terâvih kılardık. Evlerimiz de yakındı zâten. Yolum üzerindeydi.

 

- OĞLUUM; SEN NERDESİN?!

Bir gün "Gel hoca bir çay iç te öyle git." dedi. Oturuyoruz. Daha çay gelmeden bir yaşlı kadın öteden beri gelerek;

- Oğluuum; Sâlim sen nerdesin?

diyerek girdi içeri. Baban da o sıralar bir hafta kadar yoktu buralarda. Neredeydi bilmiyorum. Neyse;

- N'oldu ana? dedi.

- Oğlum, ben donuyorum!

Kimdi bilmiyorum. Neredeyse ağlamaklı bir hâli var. Zannedersem o da tanımıyordu herhâlde, isim telâffuz edilmedi çünkü.

 

HANİ; O MÂVİ ARABA...

Hemen işçileri, şoförü çağırdı; sizin mâvi bir araba vardı, Willis mıydı, neydi?

- Bedford.

- Ha işte o. Sâlim Âbi;

- Arabayı getirin, kabuk yükleyin; biraz da odun, kömür atın. dedi. Azıcık ta harçlık verdi. Arabanın önüne de oturtturdu.

- Kabuğunu gösterdiği yere dökün, sobasına bakın; anama yardımcı olun!

 deyip gönderdi. Kocakarı dua ede ede gitti.

 

- HAYIRDIR SÂLİM ÂBİ?!

Dedim ki;

- Hayırdır Sâlim Âbi?

- Bunlar bizim asıl servetimiz, sermâyemiz, güvencemiz hoca! dedi. Hiç unutmuyorum. Sizin ordan geçerken hep bu olay gelir aklıma. Topluma faydalı bir insandı. İyi insandı. Allâh CC rahmet eylesin...

 

AKŞAM ANNEME ANLATTIM...

Bu olayı akşam anneme gittiğimde ona anlattım. Doğru dedi. Muharrem Hoca bize Ramazan hocalığı yaptı. Evleri de yakındı. Âilece tanışır görüşürdük.

 

BİR DE HASAN HOCA; GÜL HANIM'IN BEYİ...

Hasan Hoca da aynı şekilde bir Ramazan namaz kıldırdı, bizim mahalleden; Gül Hanım'ın beyi.

Senin profesör arkadaşının babası. Hani Yenimahalle Câmii'nde görev yapıyordu.

Evleri de oraya yakındı.

- Tamam, anladım anne, Âşık Hasan diyorlardı, soyadı KILIÇ. Çocuklarının hepsi arkadaşımız. Hem okuldan, hem mahalleden; bilmez miyiz?

- Her neyse, daha başkaları da gelmişti hoca olarak. İmam-Hatip Okulu talebelerinden falan, genç çocuklar vardı. Şimdi kimlerdi hatırlayamıyorum.

 

HEY GİDİ O ŞEN GÜNLER...

Hey gidi günler. O zaman buralar çok şendi. Her akşam terâvih. Komşular gelirdi. Sizler vardınız. Kardeşlerin falan. Hatimler okunurdu. Şimdi herkes dağıldı, sizler de, komşular da... Kimler geldi kimler geçti. Yalan dünyâ. Konup göçme dünyâsı...

- Evet anneciiim; aynen öyle...

 

İŞTE BÖYLE BABACIĞIM...

Babacığım; Annemin de hoşuna gitti Muharrem Âbi'nin anlattıkları ve o da hatıralara dalıp coştu da coştu...

O da çok şeyler anlatıyor. Sonuçta aynı hayâtı birlikte sürüklediniz. İnşâllâh onları da yazacağım; not aldım, almaya devam ediyorum o anlattıkça.

 

GELGELELİM ESÂSA...

Bu arada esastan bayağı uzaklaştık. Konu Muharrem ŞÂHİN Ağabey'in anlattığı husustu. Ta geçen yazıda anlatacakken buraya kaldı. Şükrolsun anlattık ama sonunu bağlayamadık.

Bağlamak derken, ilk yazıyı yayınlayıp ta sosyâl medyada paylaşınca, daha bu anekdotu vermeden, seninle böyle hasbihâlimiz hoşuna giden arkadaşlar tarafından güzel değerlendirmeler yapıldı.

 

GÜZEL ARKADAŞLAR, HOŞ DEĞERLENDİRMELER...

Buraya alıyorum sevgili babacığım. Senin de hoşuna gidecek mutlakâ. Evlâdın olarak onlara peşînen teşekkürlerle berâber arz ediyorum:

 

BABA İLE DERTLEŞMEK GÜZELMİŞ!

Onun babası da, ilkokulu senin gibi Abdullah DEMİRTAŞ'ta okumuş olan Gülyalı Alibey'den öğretmen arkadaşımız Câhit ŞÂHİN Hoca şöyle dile getirmiş yazıyla ilgili düşuncelerini:

"Baba ile dertleşmek güzelmiş. Rabbim Sâlim Amca'ya rahmet etsin. Sizlere de âfiyet versin..."

 

İZLERLE BERÂBER ZEVKLE OKUDUM...

Şiir ve sohbet arkadaşımız Hüseyin GÜRLEYİK Bey de şu ifâdelere yer vermiş:

"Zevkle okudum; Kendi yürüdüğümüz yollardan da izler görerek..."

*Bizim yalnızca okuldan tanıdığımız, senin köyü, kenti, hocalığı, dostluğu ve muhabbetiyle daha fazla muhatap olduğun ve anlattıklarıyla bu yazının da asıl eksenini teşkil eden Muharrem ŞÂHİN Ağabey de, daha onun anlattığına yer veremediğimiz hâlde yalnızca o yazıya dâir olmak üzere şu cümleleri kullanmış yorumunda:

 

ÇOK GÜZEL DERTLEŞMİŞSİN...

"Çok güzel  dertleşmişsin babanla. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Yakinen çok  hayır  hasanetina şahit oldum. Yakın  komşumdu her gün hemen hemen görüşürdük."

 

MERAK UYANDIRAN BİR YAZI OLMUŞ...

Senin Şuayip'te Müderris  GACAROĞLU'da birlikte okuduğun medrese arkadaşın Mehmet Hulûsî MURTAZAOĞLU'nun oğlu meslektaşımız, ayrıca ORİMDER Başkanımız Abdurrahman Bey de şöyle dile getiriyor duygularını:

"Allah mevtalarımıza rahmet eylesin. Merak uyandıran dizi film gibi bir yazı olmuş. Devamını da okuruz inşaallah."

 

BAŞBAŞA İÇLİ BİR SOHBET OLMUŞ...

Aynı şekilde, Gacaroğlu'dan Medrese arkadaşın Hasan BAYTAR'ın torunu, çok yakından tanıdığın ve seninle ilgili Muharrem Âbi gibi hâtıraları bulunan Ahmet ŞİMŞEK Ağabeyin yeğeni  Ârif Emre BAYTAR arkadaşımız da şöyle ifâde etmiş düşüncelerini:

"BASBASA ICLI SOHBET OLMUS ...MEKANI NUR OLSUN."

 

BÜYÜKLER, GİDİNCE ANLAŞILIYOR ASIL...

Bizden daha yakın görüşüp tanıştığınızı ve hukûkunuz bulunduğunu tahmin ettiğim komşu Arpaköy'den Ramazan GÜNAYDIN Arkadaşımız da yorumunda şu duygulara yer vermiş: "Mekânı cennet olsun. Sonuna kadar okudum. Büyükler başımızdan gidince anladık. babalık ne ağır yükmüş meğer. Bir dönemin güzel insanlarıydı o dönemin insanları...

 

"ALLÂH MEKÂNINI CENNET EYLESİN..."

Kimliği konusunda fazla açıklamaya gerek olmayan; köy komşumuz, benim ayrıca okul arkadaşım; ÇAMLI diye mâruf Mustafa ÖZTÜRK ustada son söz.  İşte onun da duygu ve düşünceleri:

"Allah,,,gani,,,gani,,,rah,,,met,eylasin,,,nuricigim,,baban,,,salim,,,kahraman,cok,guzel,insandl,camll,caminin,,,okulun,,,elektrigini,,,yap,,lslklarl,,,yak,,,yanlma,,,gel,,dedi,,,yaptlm,,,yanlna,gittim,cay,soyledi,borcum,ne,dedi,parayl,verdi,,hem,,,milliyetci,hem,,,muhazakar,yardlmsever,tatll,bir,insandl,guzel,babaidi,,,allah,,mekanlnl,,,cennet,,,eylesin,senin,gibi,allah,ve,peygamber,sevgilisi,bir,evlat,yetisdirdigi,icin,ayrlca,gurur,verici,annenin,ellerinden,hurmetle,oper,allahdan,,,acil,sifalar,,dilerm,selamunaleykum,,,klymetli,kardesim,,allah,,,yar,ve,yardlmcin,olsun,,,"

 

GİDENLERE RAHMET, KALANLARA SELÂM...

Duygu ve düşüncelerini beyân eden cümleye teşekkürlerle berâber Rabbimizden hepimizin geçmişleri ve özellikle depremde göçen ehl-i îman kardeşlerimiz için sonsuz rahmetler niyâz ediyor; yine görüşebilmek ümîdiyle tüm dostlara sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Durmuş Ali ÖZTÜRK
(27.02.2023 07:17 - #161)
Hatıralarla dolu güzel bir yazı olmuş. Tebrikle ve selamlar. Durmuş Ali ÖZTÜRK
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Durmuş Ali ÖZTÜRK
(27.02.2023 07:17 - #162)
Hatıralarla dolu güzel bir yazı olmuş. Tebrikle ve selamlar. Durmuş Ali ÖZTÜRK
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.