Kendi kaleminden çıkan özgün paylaşımlarını ilgiyle okuduğumuz Ali ATEŞ Bey yine güzel bir tespitte bulunmuş. Sizlerin de beğeneceğinizi umarak, başlıklar ilâvesiyle dikkâtlerinize arz ediyoruz:
YETİŞEMİYORSUNUZ; YETİŞEMEZSİNİZ!...
"Erdoğan hdppkk cenahına tavır aldı o zamana kadar Erdoğan'a e yalet sözü verdi diye iftira atan sizler koşa koşa gidip onlarla dost oldunuz...
Erdoğan kentsel dönüşüm dedi ama siz gidip imar barışını savunup kentsel dönüşüme karşı çıktınız.
Erdoğan yıllarca erken emeklilik vb uygulamalar ekonomiye yük getirir dedi; hepiniz o insanların yanında görünüp oy devşirdiniz...
NE DEDİYSE KARŞI ÇIKTINIZ; SONUÇ?!
Erdoğan Abd ve İsrail ile dengeli bir ilişki götürmeye çalışırken yıllarca BOP başkanı diye mok attınız...
Erdoğan Abd nin kirli planlarına karşı çıkıp onlardan uzaklaştıkça siz koşarak yakınlaştınız. Adeta onların Türk siyasetindeki acentası gibi oldunuz...
ATATÜRK DÜŞMANLIĞINDA DA GEÇTİNİZ!...
Daha düne kadar Erdoğan'ı Atatürk düşmanlığı ile suçlarken partinizi o kadar Atatürk düşmanı tiple doldurdunuz ki Atatürk'ün doğrularını savunmak Erdoğan'a düştü...
Yıllarca Akp nin en vasıfsız başarısız kötü adamları diye sucladığınız insanları Erdoğan'la araları bozulunca muteber adam yaptınız.
Erdoğan ekonomik büyüme için gerekli finansmanı dışarıdan temin ederken her gün dış borcumuz şu kadar battık bittik edebiyatı yaptınız şu anda ise şartlarını bilmediğimiz dış kökenli borç vaadini millete övunerek anlatıyorsunuz...
BOR BOR DİYE DİYE KENDİ İŞLERİNİZİ BORU ETTİNİZ!
Dün; neden doğalgaz ve petrol bulamiyoruz? Bor'u neden değerlendirmiyoruz? Milli otomobil uçak tank neden yapamıyoruz? derken şimdi yapılanları küçümsüyorsunuz...
Kendiniz popülizmin kralını yaparken Erdoğan seçimi kazanmak için bazı popülist ataklar yapınca kızıyorsunuz...
KURTULMAK İSTERKEN HEP TUZAĞA DÜŞTÜNÜZ!
Peki sizin yaptığınız nedir?... Erdoğan'dan kurtulmak için onun terkettiği ne kadar kişi ülke yapı ve zararlı şey varsa dost edindiniz...
Erdoğanın doğru sosyal ve ekonomik politikalarını istismar ettiniz, destek vermediniz, onu seçimleri kazanmak için popülist politikalara dönmeye adeta itip mecbur ettiniz... Ama nedense tüm faturayı onun sırtına yüklediniz...
İKTİDAR VAR; EKSİK OLAN MUHÂLEFET!...
Ben de bu ülkeye yeni taze güçlü donanımlı bir iktidar gelsin isterim... Ama muhalefet o kadar berbat ki yeni bir başlangıç için bu ülkenin önce bu gayri milli kifayetsiz muhalefetten kurtulması gerektiğine düşünüyorum çünkü bu ekibin bir inşa değil imha ekibi olduğuna inanıyorum..."
KARADENİZ'DEN TRAKYA'YA...
Karadeniz'in şirin beldesi Ünye'den Trakya'nın incisi Lüleburgaz'a uzanıyoruz. Konumuz PATLICAN ama derdimiz o değil. Çok şükür; bereketli topraklardayız. Her şeyimiz var. İçimizdeki beyinsizler ve de cibilliyetsizler olmasa hiç bir şeyin yokluğu ve normâl dışı fiyat aşırılığı da söz konusu değil ama maalesef şeytan ya da şeytanlaşmışların ve yâhut ta küresel çetelerin ve de kirli emellerin uşağı fitne odaklarının ülkemiz üzerindeki menhûs çabaları Rabbimizin bol nîmetlerini piyasadan çekerek siyâsî sonuç almak adına türlü oyunlara yeltenebiliyorlar.
"DOMATES, BİBER, PATLICAAAN!..."
Nitekim, bunun son örneğini SOĞAN üzerinden yaşıyoruz. Neyse biz; Barış'ın DOMATES, BİBER, PATLICAN şarkısından PATLICANI alıp kürsüye konduralım. Bakalım nice bir hikâye ve de nasıl mesel yâhut mesele? Bize ne anlatılmak isteniyor?
MODERN ZAMANLARIN DALKAVUKLARINA!!!
(Eyüp Sabri ERDEM/Lüleburgaz)
PADİŞAH, DALKAVUK ve PATLICAN...
Karar vermek lazım; Dalkavuk olmak mı, Allah'ın kulu olmak mı.!!!
*Padişah bir gün yemekte patlıcan musakka yedikten sonra ‘’ Dünyada patlıcandan daha güzel bir yiyecek yoktur’’ Demiş. Padişahın dalkavuğu da başlamış patlıcanın nasıl bir cennet taamı( yiyeceği), nice güzel bir nîmet olduğunu sıralayıp anlatmaya.
EN GÜZELDEN EN BERBATA!...
Aradan bir müddet zaman geçmiş padişah yine patlıcan yemeği yemiş ama bu sefer beğenmemiş ‘’Patlıcan dünyanın en berbat yemeğidir’’ Demiş, bunun üzerine dalkavuk başlamış patlıcanın nasıl bir zararlı, nasıl bir tatsız-tuzsuz yiyecek olduğunu sayıp-döküp anlatmaya.
DÜN ÖYLE, BUGÜN BÖYLE! BU NASIL İŞ?!
Tabii halkın ilgisini çekmiş. Dalkavuğa sormuşlar: ‘’ Sen daha dün patlıcanın cennet taamı olduğunu söylüyordun, bugün berbat yemek diyorsun. Bu nasıl iş?’’ Dalkavuk cevap vermiş: ‘’ Ben patlıcanın değil padişahın dalkavuğuyum.’’
ÇIKARA KUL OLAN, GÜCE DAVUL OLUR!
Evet, eğer padişahın dalkavuğu iseniz o neye iyi derse alkışlar neye kötü derse yuh çeker ve karşısında olursunuz.
Patlıcanın dalkavuğu iseniz yüz sene önce hangi çayırda otluyor iseniz yüz sene sonra da aynı çayırda otlarsınız.
Peki ille de padişahın ya da patlıcanın dalkavuğu olmak mı gerekiyor? Dalkavuk olma dışında seçeneğimiz yok mu?
"ALLÂH BES; GAYRI HEVES!..."
Tabii ki başka seçeneklerimiz de var. Mesela günümüzde artık çok revaçta olmasa da doğru olmak... Patlıcanın ya da padişahın dalkavuğu olacağımıza Allah’ın kulu olmak gibi...
ÜSTADLARA SELÂM; KELÂMA DEVÂM...
Kaleminize, kelâmınıza sağlık üstadlar. Lüleburgaz'a sevgiler. Ünye'ye saygılar. Sizlere, bu günkü sohbetimize katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Rabbimiz bizleri kendi kulluğundan ayırmasın. Çıkar ya da kendisinden uzaklaştıran dünyevî heveslerin peşinde koşturmasın. Derdi dünyâ olanların peşinde de koşturmasın. Her adımını kendi rızâsına uygun olarak atmaya çalışanlardan eylesin.
DOĞRULAR ya da SEVDİKLERİMİZLE...
Seçim başta olmak üzere tüm seçimlerini; kendi DOĞRULARLA BERÂBER OLUNUZ emrine tevâfukan yapanlardan, hayâtını; Efendimiz SAV in "KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERÂBERDİR." sözüne imtisâlen Hakk'ın yolundan gitmeye çalışanlarla berâber yürüyerek, din düşmanlarına değil dostluk meyil hissinden dahî uzak yaşayanlardan eylesin diyor;
TEVHİD BAYRAĞI'NDAN HAMD SANCAĞI'NA...
bizleri dünyâda Efendimiz SAV in komşuluğuna lâyık, tevhid bayrağını dalgalandıran insanlarla yakınlaştırıp öbür dünyâda Livaul'Hamd sancağı altında buluşturması niyâzıyla cümleye sevgiler-saygılar wes'selâm...