Geçtiğimiz 14 Mayıs seçimlerinde muhâlefet başkan adayının bilboardlarda boydan boya yer alan vaad ve baş sloganlardan biri şöyleydi:
* * * * *
SURİYELİLER Gİ-DE-CEK! KARAR VER!
Kemal KILIÇDAROĞLU
* * * * *
Eyüp Sabri ERDEM: Savaştan dolayı Suriye'yi terkedip Türkiye'ye sığınmışsınız ve sokakta yürürken böyle bir afişle karşılaşmışsınız; neler hissedersiniz?
Bu apaçık bir kötülüktür.
Şunu sakın unutmayın; kimsesiz ve sahipsiz kalanın kimsesi ve sahibi ALLAH’tır.
Alemlerin Rabbi olan Allah senin gibi bir merhametsizi ve senin zihniyetini taşıyanları sahipsiz ve vatansız bıraksın…
Efkan Ertuğrul YAVUZ'un derinden bir "AAMİİİN..." le katıldığı bu yoruma, Mehmet ÇAKMAK da; "Allah bu zihniyete fırsat vermesin" duâsıyla gönlünün murâdını ortaya koyuyor.
Süleyman DAĞLI ise meseleye yaşanmışlık ve tecrübenin verdiği inanmışlık ve samîmiyetle işin gerçek yüzüne ışık tutuyor:
* SÛRİYELİLER ARTIK OLMAZSA OLMAZIMIZ... *
Ben bir tekstilci olarak söylüyorum,
Bütün üretim merkezlerinde, atölyelerde, fabrikalarda çalışıp üreten başta Suriyeliler olmak üzere, Afganlı ve diğer yabancı işçiler olmasa biz ayakkabı, pantolon, gömlek gibi ürünleri bulamayız,
Çoban, hasta bakıcı, mevsimlik işçi, fındık işçileri ve bunun gibi bir çok sektörde yabancılar olmasa üretim olmaz, fabrikalar kapanır, büyük sıkıntılar olur.
Bu yabancı düşmanlığı bizi zora soktu ve dahada fazla sokacak...
BU SOLCULARA NE OLDU BÖYLE?
Nûri KAHRAMAN: Allâh'ın toprağında Allâh'ın garip kullarını kapı dışarı etmek zihniyetini taşıyanlar yarın öbür dünyâda nasıl karşılanacaklarını hiç düşünemiyorlar mı acabâ?
Hem bu solculara ne oldu? Hani bunların insancıllığı, hoşgörüsü, özgürlük, eşitlik yâveleri? "6. Filo defol!", "Amerika Emperyâlizmine hayır!" sloganları. Şimdi hepsi bir numara Amerikancı oldular. Tüm o eski solculuğu çoktan unuttular. Hattâ zihinlerini de onlara teslim ettiler. Onların dümen suyuna girdiler. Onların emir eri oldular. Onlar kulaklarına ne fısıldarsa o!
* ÖZ VATANDAŞA KAPI DIŞARI MI? *
Öyle ki; onların gözünde adam sayılmanız ve de Türkiye'ye sorgusuz sualsiz kabul edilmeniz için -içeri dışarı farketmez- dağda bir PKK'lı ya da dünyânın neresinden olursan olunuz LBGT'li olmanız yeterli, hattâ gerekli. Bunun dışındakiler, şayet partilerine oy vermemişseler öz vatandaş da olsalar Sûriyeliler misâli kapıdışarıdırlar; Allâh CC bunları ıslâh etsin, hidâyet eylesin. Bunlar tek kelimeyle ne yaptığını bilmeyen, kafalarını neyle bozduklarını kendilerinin de bilmediği serseri mayın misâli bir gürûh.
* RABBİMİZ ŞERLERİNDEN KORUSUN!...*
Rabbimiz milletimizi ve gönül coğrafyamızı bu maşaların ve sömürgenler adına oluşturulan altı üstü belirsiz masaların şerrinden muhâfaza buyursun; Âmîn wes'selâm...
İMAMOĞLU DA HÂKEZÂ; AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE!..
Onun derdi de aynı eksende, ama biraz kulvarı farklı sâdece; o kadar:
İMAMOĞLU: Dördüncü sınıfa giden çocuk bana; "Terörist misiniz?" diye sordu. Büyük bir kötülük yapıyorlar bu millete!
Biz bu sözlerin yer aldığı resmin altına şu ifadelerle tepki verdik:
Nûri KAHRAMAN: NE KADAR ŞIK OLUP, SEMPATİK GÖRÜNÜP ŞİRİNLİK YAPSANIZ DA;
BİZİM ÜMİT ÇİÇEKLERİMİZ GERÇEK YÜZÜNÜZÜ GÖRECEK SAFİYET ve SAMÎMİYETE SÂHİPTİRLER!
NE DEMİŞLER? ÇOCUKTAN AL HABERİ!
SİZİN NE MAL OLDUĞUNUZU BİR BAKIŞTA NASIL DA ANLAMIŞLAR HEMEN. İŞİNİZ ZOR; BEN ONLARIN GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM wes'selâm...
**ONLARA DESTEK MEMLEKETE KÖSTEKTİR!**
Lüleburgaz'dan Eyüp Sabri ERDEM Bey'in aynı resimle ilgili sözleri şöyle:
"Terörist ile teröre destek veren arasında fark olmadığını dördüncü sınıfa giden çocuğun ayırdığı bir memlekette bunu ayıramayıp CHP ye ve millet ittifakına oy vererek destek veren koca koca insanların ayırmaması, ayıramaması bu insanlar için ayıp olarak yeter…
Dağda bu vatanın evlatlarına mermi atanla, Terörist Demirtaş hapisten çıkacak zihniyete oy veren arasında fazla bir fark yok.
Kılıçdaroğluna oy vermeyi düşünen seçmenler şunu asla unutmasın; verdiğiniz her oy evladınıza atılacak mermi olacaktır.
Yazık etmeyin, evlatlarınıza geleceğinize yazık etmeyin…"
* BURAYA NEREDEN GELDİK? FARKLI GİBİ AMA, KAYNAK BURADA! *
İşte Arslan KOCA'dan alıp paylaştığımız metin:
"1925’te Şeyh Said ile birlikte idam edilen Hani'li Salih Efendi’ye Hakim soruyor:
SÂLİH EFENDİ'YE SORULAR...
- Nerede tahsil ettiniz?
Salih Efendi: Hani'de
Hakim: Ne tahsil ettiniz?
Salih Efendi: Ulum-ı Arabiye Ulum-ı diniye-i aliye tahsil ettim
HANGİ LİSANLARI BİLİYORSUNUZ?
Hakim: Hangi lisanları biliyorsunuz?
- Türkçe, Arapça, Farsça, Kurmanci, Zazakî, Fransızca.....
Hakim Salih Efendi’ye soruyor:
- Fransızca da mı biliyorsunuz?
* FRANSIZCA GÜLİSTAN'I TERCÜME ETTİM!*
Salih Efendi: Fransızca Gülistan'ı tercüme ettim
Hakim: İngilizce biliyormusunuz?
* ERMENİ MUALLİMLERDEN OKUDUM! *
Salih Efendi: İngilizce biraz Ermeni muallimlerinden okudum.
Yobaz ve gerici diye astıkları şu an bile yüzlerce akademisyeni cebinden çıkarır.
Yüzlerce Kürt aydınını böyle yok edip, Kürt halkını cahilleştirdiler."
SÂDECE O TARAFLARI DEĞİL!...
Nûri KAHRAMAN: Evet Ey Arslan KOCA Kardeşim; sâdece o tarafları değil. Bundan herkes nasîbini aldı...
HER TARAFI AYNI MUÂMELEYE TÂBÎ TUTTULAR. BU GÜNKÜ HAYRET ETTİĞİMİZ DİNSİZLİK, AHLAKSIZLIK, HÂİNLİK DESTEKÇİLİĞİNİN ALTINDA İŞTE BU KÖKLEŞTİRİLMİŞ CÂHİLİYYENİN ETKİSİ VAR;
Allâh CC kurtarsın wes'selâm..."
Bir düşünelim, yarışan taraflara ve liderlere bakalım. Yaptıkları işlere, yapacaklarını söyledikleri vaatlere bakalım. Geçmişlerini, geleceğe dâir hayâllerini ve dünyâ ölçeğinde vizyonlarını gözden geçirelim.
Meseleye böyle bakınca biz rahatlıkla şunu söyleyebiliyoruz:
ERDOĞAN, AYNI ZAMANDA; DÜNYÂDA, GİZLİ ÇOK HAYRÂNI OLDUĞUNA İNANDIĞIM, İSLÂM'IN SICAK YÜZÜNÜ YANSITAN, SİYÂSET ÜSTÜ ve de ÖTESİ, BİR ÜMİT ŞAHSİYETTİR...
Katılırsınız katılmazsınız ama eğer böyleyse biz adamımızı bulmuşuz demektir. O zaman şu güzel ve sâdece seçim vesîlesiyle değil her hâlükârda, hep akılda bulundurmamız gereken sözle yazıyı bağlayalım inşâllâh.
* "DOĞRULARLA BERÂBER OLUNUZ..." (Tevbe 119)*
"Fenâ adamlara iyilik etmek;
iyi adamlara fenâlık etmektir!..."
**Abdülhakîm ARVASÎ**
* DÜNYÂDA SEÇİM; ÂHİRETTE GEÇİM! *
Bu güzel sözün sahibini, mürîdi Necip Fâzıl Üstâdla birlikte rahmetle anarken, anlık, günlük, yıllık ve ömürlük, hattâ asırlık ve dahî dünyâlık, âhiretlik tüm seçim ve meyillerimizin, attığımız adımların Hakk'tan yana olması dikkât ve rikkâtiyle bir ömür geçirmeye muvaffak olup öbür dünyâda KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERÂBERDİR sırrına mazhâren sevdiklerinizle berâber Efendimiz SAV in komşuluğunda buluşma lûtfedilenlerden olmanız niyâzıyla cümleye sevgiler-saygılar wes'selâm...