Okuyunca göreceksiniz ki ilk bakışta ne kadar basit, kolayca söylenen bir söz gibi ama, dalları ve kolları ile tüm hayatımızı kuşatan bir çınar ağacı mesâbesinde sanki!
***** HELE BAKAR MISINIZ? *****
" İki ağaç; iyilik ve kötülük ağacı. Hangisini sularsan onun meyvesini yersin!..."
(Muhammed TÜRKMEN'den)
Çok doğru. Hem de bu dünyâ için de, âhiret için de geçerli...
"Ne verirsen elinle, o gider seninle" gibi bir şey. Rabbimiz hep iyilik ağacı yeşertenlerden eylesin cümlemizi... Âmîn...
● ● ● YETERKİ İSTE; ENVÂ-YI ÇEŞİT!... ***
Şimdi de, iyiliğin mâhiyeti, çeşitleri ve dereceleri meyânında açıklayıcı paylaşımlara geçelim:
*** ZEKÂT, SADAKA; HANGİSİ EVLÂ? ***
Zekât ta, sadaka da imkânı elverenler için güzel bir şey. İlki zenginler için zâten vecîbe. Sadakaya gelince, her ağacın meyvesi farklı olduğu gibi iyilik ağacının da ağacına göre meyveleri farklı olur.
Nitekim, Âlim, fâzıl bir zât, bir gün sohbetinde;
“Kardeşlerim, zekât vermek farz olduğu için, bir altın lira zekât vermek, dağlar ağırlığında altınları sadaka vermekten daha iyidir” buyurdu.
Ve ekledi:
*** MÂLÂYÂNÎ, SEVGİ, CEP TELEFONU!... ***
Hadîs-i şerîfte; “Bir insanın boş, yâni mâlâyânî ile vakit geçirmesi, Hak teâlânın, onu sevmediğinin alâmetidir” buyuruldu.
Dinleyenler sordular:
“Mâlâyânî nedir efendim?”
“Mâlâyânî, faydasız iş demektir. Bir farzı yapmayıp, bunun yerine nâfile ibâdet yapmak, mâlâyânî ile vakit geçirmek olur” buyurdu.
(Göksel Mürsel GÜDÜCÜOĞLU/Lüleburgaz)
* * * ZİKİR ve ŞEHÂDET * * *
İyilikler, yâni SÂLİH AMELLER, Allâh'ın hoşuna giden, güzel işler çoktur. Bunun başında emir dediğimiz FARZLAR gelir. İşte bir âyet:
"Bir takım insanlar Allâh'ı tesbih ederler ki ne ticâret ne de alışveriş onları Allah'ı anmaktan, Namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz;
Onlar, kâlplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar..." (Nur suresi ayet 17)
*** BUNUNLA BİR YAZLIK SATIN ALIVER! ***
Kādılkudât ( Kadılar kadısı) Bedruddîn İbn Cemâa anlatıyor:
"(Âlimlerin sultanı lakabıyla anılan) İzzuddîn b. Abdisselâm'ın Dımeşk'te bulunduğu dönemde büyük bir hayat pahalılığı yaşandı. Öyle ki insanların bağ-bahçeleri az bir fiyata satılır oldu. Bunun üzerine İzz b. Abdisselam'ın hanımı kendisine ait değerli bir ziynet eşyasını ona verip
"Bununla bize yazları kendisinde geçireceğimiz (yazlık) bir bahçe satın alıver!" dedi. O da bu takıyı alıp sattı ve parasını da tasadduk etti. Geri döndüğünde hanımı:
"- Efendim; bize bahçe satın alabildiniz mi?" diye sorunca;
"- Evet, cennette bir bahçe (satın aldım)! Zîra ben insanların şiddetli bir geçim sıkıntısı içinde olduklarını gördüm. Bundan dolayı onun parasını tasadduk ettim." diye cevap verdi. Bunun üzerine hanımı da ona "Allah seni hayırla mükâfatlandırsın" dedi.
(Tâcuddîn es-Sübkî, Tabakâtu'ş-Şâfiiyye, 8/214)
(Muhammed İMAMOĞLU)
*** DİLİNİ ALIŞTIR; "ESTAĞFİRULLÂH" ÇOK MÜHİM! ***
Ey dost; dilini buna alıştır! Onu UNUTMA! ÇÜNKÜ; TÜM UNUTTUKLARININ, HATÂLARININ, NOKSANLARININ TELÂFÎSİ İÇİN birebirdir o; Allâh CC cümleyi onu sık sık telâffuza muvaffak kılsın; Âmîn.
*** KİMİN NOKSANI YOKTUR Kİ?!... ***
Bakınız, yakın dönem tasavvuf erbâbı büyüklerimizden Mûsa Topbaş Efendi'ye sevenlerinden biri sohbet esnâsında;
- Efendim, tespih çekerken ağır gidiyorsunuz, niye? diye sorunca
"Geçmiş günün her ânını hatırlamaya gayret ediyorum" dedi.
Komşuma selâm vermedim; Estağfirullâh el-azîm
Evde sert konuştum; Estağfirullâh el-azîm...
***** BİR HÂTIRA DA OĞUL'DAN... *****
Kadir Mısıroğlu hapisteyken, Osman Nuri Topbaş Üstad'ın hanımına her ay para götürür, utandırmamak içinse,
"Yenge, Kadir abinin kitaplarından alıp satış yaptık; bu onların parası" dermiş. Herkesin korktuğu o yıllarda Osman Nuri Topbaş hoca üstadı Hapiste sık sık ziyaret edermiş.
Rabbim Kadir Mısıroğlu hocamıza rahmet eylesin.. Osman Nuri topbaş hocamızdan da Allah razı olsun... (Uğur.KOÇ)
*** İŞİNİN GÜZELİĞİ, YA DA MUHSİN OLMAK! ***
"Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz, Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde." demiş Ziya Paşa.
İnsana asalet veren şey oturduğu ev, giydiği kıyafet, bindiği araç, yediği yemek değildir; muhatabı olduğu insanlara yansıtmış olduğu tutum ve davranışları, üretmiş olduğu eserleridir. Esasen amel-i sâlih de herkesin mesleğini mükemmel manada icra etmesidir.
(Fethi Ahmed POLAT)
*** KAPILARIN ÖNÜ, ARKASI!... ***
Bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil,
arkasında durduğumuz içindir.
(Dr. MustafaSEZEN/Fatsa)
*** SÜKÛNET ÇAĞRISI, ÎTİDÂL TAVSİYESİ... ***
ÇOK DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM:
Uçak Türbülansa girdi diye panik yapmayın; Pilota güvenin...
(HAYREDDİN HANGÜL: İstanbul YİE'li. Emekli İHL Md.)
*** ÜMÎDİMİZİ KAYBETMEYELİM... ***
UFAK TEFEK YOL KAZÂLARINI BAHÂNE EDİP TEPİNENLER İLERDE UTANACAKLAR. BU ÜLKENİN UFKUNA ve BAHTINA İNANANLAR, ALLÂH'IN İZNİYLE MAHCÛP OLMAYACAKLARDIR...
*** ORDU'YA SELÂM, REİS'E SAYGI... ***
"Darbeci orduyu peygamber ocağı yapan reisi saygı ile selamlıyorum..."
(Mustafa KAPLAN)
***** ÇÖP HAYATLAR! *****
EDEP ve AHLÂK üzerine bina edilmeyen her şey çöptür, israftır.
Bundan gerisi lâf-ü güzâftır... (KERİM.ARAL)
*** KİBİR, GURUR, BENLİK; EN BÜYÜK KEMLİK!... ***
Kim makamıyla övünürse, FİRAVUN'a baksın!
Kim malıyla övünürse, KARUN'a baksın!
Kim rütbesiyle övünürse, HAMAN'a baksın!
Kim soyuyla övünürse, EBU LEHEB'e baksın!
Kim ilmiyle övünürse, ŞEYTAN'a baksın!
Allah bizleri, kibirden ve benlikten korusun! |
(Şeyh EDEBÂLİ)
*** İYİLİK AĞAÇLARI, CENNET MEYVELERİ... ***
Bu duâya biz de gönülden Âmîn diyor; iyilikler kötülükler, güzellikler çirkinlikler arasından geçip giden hayâtımızın günâh ve mâlâyânîler sarmalınxa savrulmuş çöp hayâtlar olmamasını, inanç, ibâdet, ahlâk, siyâset, her alanda hep iyilik ağacı sulamayı ve bu güzellikleri cennet ağaçları olarak bulmayı sevdiklerimizle berâber bizlere lûtfetmesini Cenâb-ı Hakk'tan niyâz ediyor, cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...