Abdullah Yılmaz
Köşe Yazarı
Abdullah Yılmaz
 

DEVLETİMİZİN YANINDAYIZ…

Ülkemiz, adına demokrasi denilen bir sistemle yönetilmekte. Demokrasi, en basit şekilde “halkın kendi kendini yönetmesi, yönetecek kişileri seçmesi, yönetimi denetlemesi” gibi kavramlarla ifade edilebilir. Sistemin artıları veya eksileri şuan konumuz değil. Seçilen hükümetler de 5 yıllığına yetki alırlar ve bu süre içerisinde ülkeyi daha ileri taşımak için çaba gösterirler. Yönetim, uygulamaları ve politikaları hükümetleri oluşturan siyasi partilerin dünya görüşüne şekillenir ama ana çizgi değişmez, değişmemeli. Ülkemizde seçilmiş hükümetin yanı sıra anayasa ile belirlenmiş denetim görevi olan kurumlar da bulunmaktadır. Bu durumu da Yasama Yürütme Yargı şeklinde izah ediyoruz. Bu üçlünün birisi eksik ise çark işlemiyor demektir. Neticede çoğunluk ne diyorsa onun dediği oluyor. Cumhurbaşkanı ise salt çoğunluk ile seçiliyor. Bu da aleni şekilde suç işlemiyorsa 5 yıl boyunca hükümet etme yetkisine sahip olduğu anlamına geliyor. Hoşumuza gitmiyorsa oy vermeme hakkımız bakidir! Bu sistemde muhalefetin de denetleme yetkisi bulunuyor. Varsa eleştirilerini hukuki çerçevede ortaya koymak da bu kesimin görevi. Hatta devlet belli oranda oy almış muhalefet partisine de para ödüyor ki, bu görevini yerine getirsin. Bütün bunlar demokratik sistemin içinde var olan şeyler. Ancak demokrasi ile yönetilmemize rağmen seçilen hükümeti bir türlü içine sindiremeyen muhalefet ötesi varlıklar işi başka boyutlara getirebiliyor. Milli menfaatler gereği, birlik olmamız gereken noktalarda halkı yanlış yönlendirerek, veya milli noktada durmayarak galeyan oluşturabiliyorlar. Hadi bunu da işin doğası kabul edelim ama TUSAŞ’ta olduğu gibi başımıza üzücü bir hal geldiği zaman zil takıp oynayacak halde olanlar var. Bunlara da kusura bakmayın ama vatandaş değil, vatan haini denir! Başımıza bela edilmiş küresel şebekelerin maşası durumundaki terör grupları kafamızı ne zaman kaldırsak karşımıza çıkıyorlar. Etkin mücadele ile sınır içerisinde sayıları oldukça azalan pkk terörü, sınır dışında başka maskelerle vücut bulabiliyor. Türkiye’nin bu varlıklarla mücadele etme gücü ve kabiliyeti vardır. Nitekim eski çamlar bardak olmuş, her türlü modern silah ve teçhizatımızla tepelerindeyiz. Türkiye terörle mücadele konusundaki kararlılığını her fırsatta ortaya koyuyor… U.S. Yazılı Battaniye İle Örtünmek… Bir zamanlar askeri yapı içindeki fetö mensupları gibi hainlerin de temizlenmesi, askeri donanımlarımızın çok büyük oranda yerlileşmesi ve yanlış istihbaratın da kesilmesi neticesinde terörle daha etkili mücadele verebiliyoruz.  Bu durumu Saha Expo fuarında fiilen görmemizin yanı sıra fuar kapsamında düzenlenen konferansta konuşan Emekli Genel Kurmay 2. Başkanı Ergin Saygun Paşa da adeta aptala anlatır gibi anlatmış! Saygun Paşa; “Askerimizin üzerine U.S. yazan battaniye örttük. U.S. yazan tabaktan, U.S. yazan kaşıkla yemek yedirdik. Kolunda Alman bayrağı olan eğitim elbiseleri dağıtıp, bunları giyin dediler. Şimdi bakıyorum, 5 buçuk 6 milyar dolar ihracat yapılıyor. Bunları yaşamamışsanız şuranın ne anlama geldiğini takdir etmek biraz zor.” ifadeleriyle savunma sanayii alanında geldiğimiz aşamanın ne kadar gurur verici olduğunu vurgulamış. Saygun Paşa; “Kıbrıs Barış Harekatı'nda, kullandığınız roketleri başka bir ülkeden almak zorunda kalmamışsanız, Roketsan'ın şimdi yaptığı balistik füzelerin kıymetini takdir etmeyebilirsiniz. Temmuz sıcağında, Kıbrıs'ta elinizde tek kanallı Amerikan telsizi ile kan ter içerisinde irtibat kurmaya uğraşmadıysanız, bugün Aselsan'ın yaptığı 40 kanallı kriptolu telsizlerin de sizin için bir önemi olmayabilir.” diyerek, bugün tahayyül dahi edemeyeceğimiz yerlere geldiğimizi anlatmış, tabii ki anlamak isteyene! Anlamak istemeyen bir şekilde anlamıyor işte. Dışarıda üzerimize namluyu çevirmiş resmi düşmanlarımız nelerden rahatsızlık duyuyorsa içerideki bazı tipler de aynı şeylerden rahatsız oluyor. Tusaş’ın, Baykar’ın, Roketsan’ın, TEI’nin ve daha nice şirketimizin yüksek teknoloji ürünlerini görünce cin çarpmışa dönüyor! Bütün bu takozlara ve akıl almaz ihanetlere rağmen bu alandaki başarılarımız hız kesmeden devam ediyor. Artık savunma sanayii sayesinde para kazanıyoruz, gövde gösterisi yapabiliyoruz. Bölgesel güç olmanın yanı sıra oyun kurucu olarak da etkinliğimizi gösteriyoruz. Dosta güven, düşmana korku salan duruşumuzun birlik ve beraberlikle daha da ivme kazanacağından kuşkumuz olmasın. Siyasi muhalefetimiz bizleri farklı noktalara sürüklemesin. Milli konularda devletimizin yanında olmamız hepimize kazandırır. Son söz, Ankara Kahramankazan’da bulunan TUSAŞ yerleşkesine yönelik terör saldırısını lanetliyorum. Şehit düşen vatandaşlarımıza Rabbimizden rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Devletimize bu ucuz mesajlara boyun eğmeyeceği konusunda güvencimiz tamdır. Bir TUSAŞ personelinin “hainlere inat, daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz” şeklindeki haykırışını çok önemli buluyorum. Bu irade ve bilincin milletimizin ruhunda bulunduğunu görmek bize gurur veriyor, vesselam…  
Ekleme Tarihi: 26 Ekim 2024 - Cumartesi

DEVLETİMİZİN YANINDAYIZ…

Ülkemiz, adına demokrasi denilen bir sistemle yönetilmekte. Demokrasi, en basit şekilde “halkın kendi kendini yönetmesi, yönetecek kişileri seçmesi, yönetimi denetlemesi” gibi kavramlarla ifade edilebilir. Sistemin artıları veya eksileri şuan konumuz değil.

Seçilen hükümetler de 5 yıllığına yetki alırlar ve bu süre içerisinde ülkeyi daha ileri taşımak için çaba gösterirler. Yönetim, uygulamaları ve politikaları hükümetleri oluşturan siyasi partilerin dünya görüşüne şekillenir ama ana çizgi değişmez, değişmemeli.

Ülkemizde seçilmiş hükümetin yanı sıra anayasa ile belirlenmiş denetim görevi olan kurumlar da bulunmaktadır. Bu durumu da Yasama Yürütme Yargı şeklinde izah ediyoruz. Bu üçlünün birisi eksik ise çark işlemiyor demektir.

Neticede çoğunluk ne diyorsa onun dediği oluyor. Cumhurbaşkanı ise salt çoğunluk ile seçiliyor. Bu da aleni şekilde suç işlemiyorsa 5 yıl boyunca hükümet etme yetkisine sahip olduğu anlamına geliyor. Hoşumuza gitmiyorsa oy vermeme hakkımız bakidir!

Bu sistemde muhalefetin de denetleme yetkisi bulunuyor. Varsa eleştirilerini hukuki çerçevede ortaya koymak da bu kesimin görevi. Hatta devlet belli oranda oy almış muhalefet partisine de para ödüyor ki, bu görevini yerine getirsin. Bütün bunlar demokratik sistemin içinde var olan şeyler. Ancak demokrasi ile yönetilmemize rağmen seçilen hükümeti bir türlü içine sindiremeyen muhalefet ötesi varlıklar işi başka boyutlara getirebiliyor. Milli menfaatler gereği, birlik olmamız gereken noktalarda halkı yanlış yönlendirerek, veya milli noktada durmayarak galeyan oluşturabiliyorlar. Hadi bunu da işin doğası kabul edelim ama TUSAŞ’ta olduğu gibi başımıza üzücü bir hal geldiği zaman zil takıp oynayacak halde olanlar var. Bunlara da kusura bakmayın ama vatandaş değil, vatan haini denir!

Başımıza bela edilmiş küresel şebekelerin maşası durumundaki terör grupları kafamızı ne zaman kaldırsak karşımıza çıkıyorlar. Etkin mücadele ile sınır içerisinde sayıları oldukça azalan pkk terörü, sınır dışında başka maskelerle vücut bulabiliyor. Türkiye’nin bu varlıklarla mücadele etme gücü ve kabiliyeti vardır. Nitekim eski çamlar bardak olmuş, her türlü modern silah ve teçhizatımızla tepelerindeyiz. Türkiye terörle mücadele konusundaki kararlılığını her fırsatta ortaya koyuyor…

U.S. Yazılı Battaniye İle Örtünmek…

Bir zamanlar askeri yapı içindeki fetö mensupları gibi hainlerin de temizlenmesi, askeri donanımlarımızın çok büyük oranda yerlileşmesi ve yanlış istihbaratın da kesilmesi neticesinde terörle daha etkili mücadele verebiliyoruz.  Bu durumu Saha Expo fuarında fiilen görmemizin yanı sıra fuar kapsamında düzenlenen konferansta konuşan Emekli Genel Kurmay 2. Başkanı Ergin Saygun Paşa da adeta aptala anlatır gibi anlatmış!
Saygun Paşa; “Askerimizin üzerine U.S. yazan battaniye örttük. U.S. yazan tabaktan, U.S. yazan kaşıkla yemek yedirdik. Kolunda Alman bayrağı olan eğitim elbiseleri dağıtıp, bunları giyin dediler.

Şimdi bakıyorum, 5 buçuk 6 milyar dolar ihracat yapılıyor. Bunları yaşamamışsanız şuranın ne anlama geldiğini takdir etmek biraz zor.” ifadeleriyle savunma sanayii alanında geldiğimiz aşamanın ne kadar gurur verici olduğunu vurgulamış.

Saygun Paşa; “Kıbrıs Barış Harekatı'nda, kullandığınız roketleri başka bir ülkeden almak zorunda kalmamışsanız, Roketsan'ın şimdi yaptığı balistik füzelerin kıymetini takdir etmeyebilirsiniz. Temmuz sıcağında, Kıbrıs'ta elinizde tek kanallı Amerikan telsizi ile kan ter içerisinde irtibat kurmaya uğraşmadıysanız, bugün Aselsan'ın yaptığı 40 kanallı kriptolu telsizlerin de sizin için bir önemi olmayabilir.” diyerek, bugün tahayyül dahi edemeyeceğimiz yerlere geldiğimizi anlatmış, tabii ki anlamak isteyene!

Anlamak istemeyen bir şekilde anlamıyor işte. Dışarıda üzerimize namluyu çevirmiş resmi düşmanlarımız nelerden rahatsızlık duyuyorsa içerideki bazı tipler de aynı şeylerden rahatsız oluyor. Tusaş’ın, Baykar’ın, Roketsan’ın, TEI’nin ve daha nice şirketimizin yüksek teknoloji ürünlerini görünce cin çarpmışa dönüyor!

Bütün bu takozlara ve akıl almaz ihanetlere rağmen bu alandaki başarılarımız hız kesmeden devam ediyor. Artık savunma sanayii sayesinde para kazanıyoruz, gövde gösterisi yapabiliyoruz. Bölgesel güç olmanın yanı sıra oyun kurucu olarak da etkinliğimizi gösteriyoruz. Dosta güven, düşmana korku salan duruşumuzun birlik ve beraberlikle daha da ivme kazanacağından kuşkumuz olmasın. Siyasi muhalefetimiz bizleri farklı noktalara sürüklemesin. Milli konularda devletimizin yanında olmamız hepimize kazandırır.

Son söz, Ankara Kahramankazan’da bulunan TUSAŞ yerleşkesine yönelik terör saldırısını lanetliyorum. Şehit düşen vatandaşlarımıza Rabbimizden rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Devletimize bu ucuz mesajlara boyun eğmeyeceği konusunda güvencimiz tamdır. Bir TUSAŞ personelinin “hainlere inat, daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz” şeklindeki haykırışını çok önemli buluyorum. Bu irade ve bilincin milletimizin ruhunda bulunduğunu görmek bize gurur veriyor, vesselam…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.