Anasayfa Yazarlar Zeki GÖL Yazı Detayı Bu yazı 1726+ kez okundu.
Zeki GÖL
Köşe Yazarı
Zeki GÖL
 

GENÇLERİMİZ BİR HİÇ UĞRUNA MI ÖLÜYOR?

Diyarbakır’dan gelen acı haber yine yüreğimizi yaktı. Daha 25 yaşındaki gencecik bir adam, evleneli yalnızca 1 yıl olan Uzman Çavuş Nuh Özdemir, haince düştü toprağa ve mertebelerin en yücesi olan şahadet mertebesine ulaştı. Şimdi bu 25 yaşındaki gencecik yiğit adam ve daha onun gibi şahadet mertebesine ulaşan yiğitler bir hiç için mi düştüler toprağa? Bu sorunun cevabını ben vermeyeceğim. Bu sorunun cevabını şehidimizin annesi Esma Özdemir versin ne dersiniz. Daha oğlunun şahadet haberini alalı saatler olan koca gönüllü şehit anası bakın ne diyor oğlunun ardından. "Çoraplarını bile bana bıraktı giderken. Onu doya doya kucakladım. ’Anam hakkını helal et, ben gideyim’ dedi. 4 oğlum vardı, 3 oğlum kaldı. Vatan sağolsun, ne diyeyim yavrum senin için. Şehit anaları ağlarken ben de ağlıyordum, onlarla yavrum. Ben de ağlayacak mışım datlu yavrum.” diyor şehit anası. Ama gururlu ve oldukça mağrur bir şekilde diyor bunu. Ya şehit eşi ne diyor? Daha 1 yıldır evli olduğu hayat arkadaşını kaybeden 5 aylık hamile olan Leyla Özdemir’de şehit eşini karşılarken, “Evine hoş geldin canım. Vatan sağolsun, sen gittin yerinde oğlun asker olacak ne mutlu ki bana şehit eşiyim. Ağlayarak birilerini sevindirmeyeceğim” diyor. Oda şehit anası kadar gururlu, onurlu bir duruş içerisinde... Hem şehit anası, hem şehit eşi ne büyük dersler veriyorlar bizlere. Tıpkı binlerce şehit yakınları gibi. Bizlerin elbette her şehit haberinde yürekleri yanıyor, canımız acıyor. Ama hiç birimizin içi Esma Annemiz ve Leyla kardeşimiz kadar yanmaz. Çünkü ateş hep düştüğü yeri yakar. Ama onlar çok iyi biliyorlar ki, canları boşuna ölmedi. Onlarında dediği gibi bu vatanın, 783 bin kolemtrekare vatan toprağının sağ olması için şehit oldu. Hem şehit anası, hem şehit eşi çok iyi biliyor ki, vatan toprağı büyük bir taarruz altında. Meselenin sadece Kürt-Türk meselesi olmadığını, meselenin var olma meselesi olduğunu çok iyi biliyorlar. Türkiye, bir geçek ki büyük bir saldırı altında. Amiyane tabirle 7 düvelle savaş halindeyiz şuanda. ‘Efendim siyasiler, hükümetin hataları bizi bu noktaya getirdi’ gibi söylemler olacaktır. Belki bunların doğruluk payı da vardır. Ama artık bunun hesabının yapılacağı gün bugün değil. Bugün herkesin silkelenip olanı biteni görme günüdür. Bugün Çanakkale ruhunun tekrar diriltme günüdür. Bugün Bedir savaşındaki ruhu tekrar diriltme günüdür. Bunu ancak tek vücut, yürek olursak başarabiliriz. Bugün bölücü terör örgütüne buyur sana özer Kürdistan desek dahi inanın terör bitmez. Çünkü bu terörün amacı bu topraklardan Türk’ü, Kürdü, Laz’ı, Gürcü’yü, Boşnağı, Çerkezi tamamen yok edene kadar, kökünü kazıyana kadar devam edecek. Çünkü biliyorlar ki, bizleri şairinde dediği gibi İslam’ın son askerlerini bu topraklardan atmadan İslam’ı yenemeyecekler. Çanakkale’de 7 düvel karşımıza çıkarak bunu denediler ama başaramadılar. Bu seferde bizi birbirimize kırdırarak yapmak için büyük bir kumpas kurdular. O nedenle bu topraklar için toprağa düşen yiğitler hiçbir şekilde bir hiç için ölmüyorlar. Mehmet Akif’in dediği gibi Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! / Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. / Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i.../ Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.’ Ruhun şaad mekanın cennet olsun Nuh Uzman Çavuşum. Sen bu vatan için canını verdin. Sen namusunu çiğnetmemek için şahadet şerbetini içtin. Ben biliyorum ki sende Bedr’in arslanları kadar şanlısın. Ben biliyorum ki Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. 
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2016 - Çarşamba

GENÇLERİMİZ BİR HİÇ UĞRUNA MI ÖLÜYOR?

Diyarbakır’dan gelen acı haber yine yüreğimizi yaktı. Daha 25 yaşındaki gencecik bir adam, evleneli yalnızca 1 yıl olan Uzman Çavuş Nuh Özdemir, haince düştü toprağa ve mertebelerin en yücesi olan şahadet mertebesine ulaştı.

Şimdi bu 25 yaşındaki gencecik yiğit adam ve daha onun gibi şahadet mertebesine ulaşan yiğitler bir hiç için mi düştüler toprağa?

Bu sorunun cevabını ben vermeyeceğim. Bu sorunun cevabını şehidimizin annesi Esma Özdemir versin ne dersiniz. Daha oğlunun şahadet haberini alalı saatler olan koca gönüllü şehit anası bakın ne diyor oğlunun ardından.

"Çoraplarını bile bana bıraktı giderken. Onu doya doya kucakladım. ’Anam hakkını helal et, ben gideyim’ dedi. 4 oğlum vardı, 3 oğlum kaldı. Vatan sağolsun, ne diyeyim yavrum senin için. Şehit anaları ağlarken ben de ağlıyordum, onlarla yavrum. Ben de ağlayacak mışım datlu yavrum.” diyor şehit anası. Ama gururlu ve oldukça mağrur bir şekilde diyor bunu.

Ya şehit eşi ne diyor? Daha 1 yıldır evli olduğu hayat arkadaşını kaybeden 5 aylık hamile olan Leyla Özdemir’de şehit eşini karşılarken, “Evine hoş geldin canım. Vatan sağolsun, sen gittin yerinde oğlun asker olacak ne mutlu ki bana şehit eşiyim. Ağlayarak birilerini sevindirmeyeceğim” diyor. Oda şehit anası kadar gururlu, onurlu bir duruş içerisinde...

Hem şehit anası, hem şehit eşi ne büyük dersler veriyorlar bizlere. Tıpkı binlerce şehit yakınları gibi.

Bizlerin elbette her şehit haberinde yürekleri yanıyor, canımız acıyor. Ama hiç birimizin içi Esma Annemiz ve Leyla kardeşimiz kadar yanmaz. Çünkü ateş hep düştüğü yeri yakar.

Ama onlar çok iyi biliyorlar ki, canları boşuna ölmedi. Onlarında dediği gibi bu vatanın, 783 bin kolemtrekare vatan toprağının sağ olması için şehit oldu. Hem şehit anası, hem şehit eşi çok iyi biliyor ki, vatan toprağı büyük bir taarruz altında. Meselenin sadece Kürt-Türk meselesi olmadığını, meselenin var olma meselesi olduğunu çok iyi biliyorlar.

Türkiye, bir geçek ki büyük bir saldırı altında. Amiyane tabirle 7 düvelle savaş halindeyiz şuanda. ‘Efendim siyasiler, hükümetin hataları bizi bu noktaya getirdi’ gibi söylemler olacaktır. Belki bunların doğruluk payı da vardır. Ama artık bunun hesabının yapılacağı gün bugün değil. Bugün herkesin silkelenip olanı biteni görme günüdür.

Bugün Çanakkale ruhunun tekrar diriltme günüdür. Bugün Bedir savaşındaki ruhu tekrar diriltme günüdür. Bunu ancak tek vücut, yürek olursak başarabiliriz. Bugün bölücü terör örgütüne buyur sana özer Kürdistan desek dahi inanın terör bitmez. Çünkü bu terörün amacı bu topraklardan Türk’ü, Kürdü, Laz’ı, Gürcü’yü, Boşnağı, Çerkezi tamamen yok edene kadar, kökünü kazıyana kadar devam edecek.

Çünkü biliyorlar ki, bizleri şairinde dediği gibi İslam’ın son askerlerini bu topraklardan atmadan İslam’ı yenemeyecekler. Çanakkale’de 7 düvel karşımıza çıkarak bunu denediler ama başaramadılar. Bu seferde bizi birbirimize kırdırarak yapmak için büyük bir kumpas kurdular.

O nedenle bu topraklar için toprağa düşen yiğitler hiçbir şekilde bir hiç için ölmüyorlar. Mehmet Akif’in dediği gibi Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! / Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. / Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i.../ Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.’

Ruhun şaad mekanın cennet olsun Nuh Uzman Çavuşum. Sen bu vatan için canını verdin. Sen namusunu çiğnetmemek için şahadet şerbetini içtin. Ben biliyorum ki sende Bedr’in arslanları kadar şanlısın. Ben biliyorum ki Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.