Nifak virüsleri girmiş kanlara
Hükümet tanınmaz, devlet tanınmaz
Uymasa da şereflere şanlara
Çiğnenir töreler, millet tanınmaz…
Gezi deyip çıkar, sonra park olur
Vardığı yer "dönek" olur, çark olur
Derin bağlantılar hemen fark olur
İzzet unutulur, zillet tanınmaz…
Bunların bir de 1 Mayısları var
Sürerler meydana seyisleri var
Global tımarlı deyyusları var
Satılmış hâine izzet tanınmaz!
Pis zevkler uğruna her şey târümâr
Vatan üzerine oynarlar kumar
Gâyesiz gürûhtan kimler, ne umar?
Kutsala zerrece kıymet tanınmaz…
Aziz millet mâcerâya sürülür
Geleceği ateşlere verilir
Lider olmak, niye abes görülür?
Mâzî unutulur, kuvvet tanınmaz…
Koşmaktalar acep neyin peşinde?
Farkında mı suyu, kimin aşında?
Vicdan olmaz azgınların döşünde
Emeğe saygı yok, himmet tanınmaz…
Yıllar yılı yakmışlardır her şeyi
Dinlemeden çalışanı, kimseyi
Yıkmışlardır kıyıları, köşeyi
Ne hak-hukuk, ne merhamet tanınmaz…
Hem, alay ederler dinle-îmanla
Pırlantayı karıştırır samanla
Değişirler mi ki acep zamanla?
Edep-erkân, saygı-hürmet tanınmaz…
Hiç düşünmez yaptığının sonunu;
Vurmak-kırmak, hangi aklın kânunu?
Bu, değil mi kesmek kendi önünü?
Dost-düşman bilinmez, mürtet tanınmaz…
Taşıdığın su, hangi değirmene?
Gâvur hep öğütür, gelmez îmâna
Gönüller râzı mı bu yapılana?
İnsaf denen şey yok, medet tanınmaz…
Sanmayın, bu şâir söyler boş yere
Bu günlere geldik boş vere vere
Öyleyse göz yumma göz göre göre
Yoksa ne yurt, ne memleket tanınmaz!
Şükür, başımızda “baş” olanlar var
Gözü yaş, duruşu “taş” olanlar var
Göğsü siper, bağrı “döş” olanlar var
Duâ olmayınca rahmet tanınmaz!
Allâh’ım yardım et sevenlerine
Yalnız seni tanıyıp, övenlerine
Lâyık kıl, mazlûmun güvenlerine
Her şey hep bozulur, ümmet tanınmaz!
Nûrânî, düşmanda tuzak bitmiyor;
Yaklaş babam yaklaş, uzak bitmiyor!
Yağ yakıp-döküyor, kızak bitmiyor
Ne düşmanlık, ne muhabbet tanınmaz!
Rabbim âgâh kılsın, basîret versin
Başlar, her nerdeyse fitneyi görsün
Ümmet-i Muhammed felâha ersin
Yoksa bize hakk-ı hayat tanınmaz!