Sevgili okurlar, başlık da, yazı da, Lüleburgaz Hür Fikir Gazete ve internet sitesi (www.hürfikir.com.tr) köşe yazarı, zaman zaman ulusal gazetelerde de adına rastladığımız arkadaşımız İlyas ŞEN'e âit.
İyi okumalar, bol istifâdeler diliyor, arkadaşımızın diğer güzel yazılarını sitelerinden okuyabileceğinizi hatırlatarak sevgi ve saygılar sunuyoruz ves'selâm... nk
Haşim Kılıç-taroğlu!
Her ne kadar “yeni bir muhalefetimiz oldu” diyorlarsa da, bence bu muhalefet “yeni” değil. Bu muhalefet “Paralelin, paraleli”
Başbakanı ve hükümetin icraatlarını tenkit ederken kullandığı bir kelime kimliğini ve menşeini ele veriyor.
O kelimede “Gömleğimizi değiştirmedik” kelimesidir. Bu “Gömlek” kelimesine dikkat etmek lazımdır.
Haşim Kılıç, sık sık ekranlarda görüyoruz ama gömleğine hiç dikkat etmedim, hep aynı gömlek mi? Yoksa değiştiriyor mu? Eğer her zaman aynı gömleği giyiyorsa, o zaman o mutlaka kirlenmiştir. Yani “Kirli bir gömlekle karşımıza çıkıyor” demektir. Biz gömleğimiz kirlendiğinde onu değiştiririz, yıkarız. Eskidiğinde de atar, yenisini alırız. Haa, Haşim ağa eğer gömleği mecazen kullanıyor da “fikirlerinden” bahsediyorsa, bazen fikirlerde kirlenir, bazen de eskir. O zaman “yenilemek, değişmek, değiştirmek” lazımdır. Bütün bunların yanında Haşim Bey “Fikri sabitliğini” “Gömlek değiştirmemek”le izah ediliyorsa, o zaman anlarız ki, Haşim beyin gömleği kendisine ait değildir. Karşımıza “emanet gömlekle” çıkıyor, demektir.
Onu da nereden çıkardığımı anlatayım. “O eski gömleğimizi değiştirdik” ifadesi Başbakan Tayyip Erdoğan’a ait bir sözdür. Milli Selamet Partisi’nde merhum Erbakan hocayla beraber olduğu yılların çembere alınmışlığından kurtulmak için söylenmiş bir sözdür. O günleri hatırlayanlar bilirler ki Necmettin Erbakan Hoca ve partilileri öyle propaganda saldırısına uğramışlar, öyle izole edilmişlerdi ki Masonik cephenin ördüğü o cepheyi yıkıp aşmak çok zor idi. İşte öyle bir atmosferde Tayyip Erdoğan ve arkadaşları yeni bir akım, yeni bir fikir harekatı olarak ayrıldılar. Ak Parti’yi kurdular ve iktidar oldular. On iki senedir de iktidardalar. Bu iktidarları süresince bazı odaklara yaranamadılar. En son olarakta gizliliği iyice açığa çıkmış Siyonist ve masonik çevrelerce dünyanın her tarafından saldırıya uğramaktalar.
Deniliyor ki, güya Tayyip Erdoğan birilerine bir takım sözler vermiş, sonrada o sözleri tutmamış. Onun içinde, Siyonist, Mason dünyası Tayyip’e cephe açmış ve onu mutlaka yıkacaklarmış.
Başbakanın “Gömleği değiştirdik” sözü Siyonistlerce “Ben Erbakan hocam gibi değilim, ben sizin emrinizdeyim” şeklinde yorumlanmış olacak ki, Türkiye’de başa getirdikleri birçok zat gibi Tayyip Beyin “Ben Türk milletinden başka güç tanımam, ancak milletime verdiğim söze sadık kalırım” anlayışı Mason’u, Siyonist’i sukutu hayale sevk etmiş olacak.
Bu yüzden, Tayyip Beyin her icraatına, her iktidarına savaş açtılar.
Güneydoğumuzdaki eşkıyanın barışı bozmaya çalışmasında, Suriye’de işlerin ters gitmesi de, Ermenilerin dünyanın her yerinde aleyhimize faaliyetleride, Mısır’da istemediğimiz kişilerin iktidara getirilmeside, Taksim isyanları da Pensilvanya’daki bedduaların ve bu faaliyetlerin çokluğu da Haşim Kılıç’ın sitemleri de hep Siyonistlere layıkıyla itaat etmediğimizden gelir.
Mesele 1 Mayıs meselesi değil, Siyonist meselesidir. Mesele Taksim ağaç meselesi değil, Siyonist, Mason meselesidir.
Mesele Pensilvanya, paralel meselesi değil, Haşim Kılıç meselesi değil. Siyonist meselesidir.
“Kuklaya bakma, kuklacıya bak.” Saygılarımla.