Neler oldu dostlar bizlere böyle?
Biz’in limiti yok; hey gidi vay vay!
Gel bana bu işin aslını söyle;
Siz’in limiti yok; hey gidi vay vay!
Biz kimiz, sizler kim; onlar-bunlar kim?
Gönül dünyâmıza hangi his hâkim?
Din ile ahlâktan sorsak nitekim;
Öz’ün limiti yok; hey gidi vay vay!
Yapılan işlerin nedir ölçüsü?
Fikir diyenin de bitmiş ülküsü
Bu tellerde çalan kimin türküsü?
Sazın limiti yok; hey gidi vay vay!
Farza, sünnetlere bakılmaz oldu
Yürekler dertlerle yakılmaz oldu
İşlerin içinden çıkılmaz oldu
Nazın limiti yok; hey gidi vay vay!
Terk edildi, büyüklere ihtiram;
Ne edep ne hayâ, ne helâl-haram
Kayıtsızlık her gün artan bir dram
Vaz’ın limiti yok; hey gidi vay vay!
Ahdi unutmakla başladı her şey;
Bağladı gözleri, var ya o kör şey!
Değişti sonra bizde, her ne var şey
Çözün limiti yok; hey gidi vay vay!
Duramaz hiç, ölçüsüzce yemeden
Geçemez günâha gülümsemeden
Bakar durur helâl-haram demeden
Gözün limiti yok; hey gidi vay vay!
Yüzlerde görsen de kırışıkları
Sahtelikle vardır görüşükleri
Hemen gerdirirler buruşukları
Düzün limiti yok; hey gidi vay vay!
Kimi kandırırlar böyle yapmakla?
Hayırda görünüp, şerre sapmakla?
Nefsine uyup da özden kopmakla?
Hızın limiti yok; hey gidi vay vay!
"Hak!" de, "hakîkat!" de; aldırmaz gider
Düşmüşü görse de kaldırmaz gider
Namazı hem kılmaz, kıldırmaz gider
Vızın limiti yok; hey gidi vay vay!
Coğrafyada durum karmakarışık
Ümitler sönüyor, beklerken ışık
Kardeşler kavgalı, küffâr barışık
Gizin limiti yok; hey gidi vay vay!
Bizlere düşüyor derdi, elemi
Güldürüyor iken eli-âlemi
Alınca ele, kâğıdı-kalemi
Yazın limiti yok; hey gidi vay vay!
Gel gör ki çokların değil umrunda
Bir dâvâsı olmamış ki ömründe
Hayat geçer zaafların emrinde
Kezin limiti yok; hey gidi vay vay!
Hesapsız villalar, kitapsız evler
Yemeye doymuyor, şişiyor devler
İmtihan da ne ki, neymiş ödevler?
Sözün limiti yok; hey gidi vay vay!
Her gün yükseldikçe göklere doğru
“İşte şavul! Göster; nerede eğri?!”
Varoşlardan uzak; sızlamaz bağrı!
Hazzın limiti yok; hey gidi vay vay!
Sesler çok yukarda inmez aşağı!
Duysalar da bile yoksul kuşağı!
Herkes âlemine sermiş döşeği;
Cazın limiti yok; hey gidi vay vay!
Bu nasıl harcama, nice ticâret?
Nedir, bunca masraftaki kerâmet?
Hepsinin, hesâbı vardır, nihâyet!
Dozun limiti yok; hey gidi vay vay!
Otuzuncu katta bağlar-bahçeler
Unutuldu yamalıklar, bohçalar
Değişti hep kelimeler, lehçeler
Boz’un limiti yok; hey gidi vay vay!...
Nûrânî, hep böyle çalar söylersin
Sen de, kelâm ile gönül eylersin!
Uymaz isen, bedelini boylarsın;
Tuzun limiti yok; hey gidi vay vay!