Bizim gençliğimizde bir hafif müzik parçası vardı; “Evet mi, hayır mı; söyle bana nedir senin cevâbın?” diye. Uzun süre güncelliğini koruyan ve çok dinlenen, dolmuşlardan, mağazalardan, balkonlardan, pencerelerden sokaklara taşan bir dinlenirlik keyfiyeti bulunan bir parçaydı.
Şimdi, yine, müzikler eşliğinde meydanlardan, ekranlardan, otobüslerin üzerlerinden dalga dalga yayılan ve fakat bu defâ sanatçıları parti liderleri ve siyâsîler olan şarkıların sorusu da aynı: “EVET mi, HAYIR mı?
Hey Gidi Erkan YOLAÇ!
Ve fakat, bu arada bir de Erkan YOLAÇ vardı, televizyon programcısı. O da, EVET-HAYIR yarışmaları yapardı hatırlayacaksınız. Espri, sorulacak sorulara bu kelimelerle cevap verilmemek, hattâ, diyalog süresince bu iki kelimenin hiç geçmemesi üzerine kuruluydu ve de çok ilgi ve merakla izlenirdi.
Siyâsî tarafı bir yana, gafları ve espritüel hissi uyandıran tavırlarıyla berâber Kılıçdaroğlu’nu da EVET-HAYIR muhabbet hengâmına katabiliriz. Buna hakkımız var. Bahânemiz de hazır ve de hem bahânemiz şâhâne:
KEREM EVLENİYOR…
Geçen hafta, KILIÇDAROĞLU OĞLUNU EVLENDİRİYOR diye bir haber okumuştuk gazetelerde. Hemen aklımıza, gelin hanım acabâ nikâh masasında ne diyecekti? Elbetteki EVET! Mâlum, önümüz referandum; hiç olur mu gibisinden şeyler geçmişti aklımızdan espri mâhiyetinde. Kılıçdaroğlu da öyle düşünmüş olmalı ve sonradan fark ediyoruz ki, EVET’siz olmayacak bu işi referandum sonrasına programlamışlar.
Hâlbu ki, EVET’te HAYIR olması için ertelenmesi gerekmez. Hayır olacak diye tercih edilecek EVET’te her zaman HAYIR vardır. Efendimiz (SAV) buyurmuyor mu ki; “Hayırlı işlerde acele ediniz” diye. Demek ki, hayırlı işleri hemen evetlemekte fatda var! O zaman, Kerem evâdımızın ve eşinin EVET’i şimdiden hayırlı olsun inşâllâh. Rabbimiz onlarla birlikte, evlenmiş, evlenecek tüm gençlerimizin mutluluklarını dünyâlarından sonsuzluğa taşırsın inşâllâh…
GÜZEL İSİM, HAYIR’LI EVET!
Hem, Kerem güzel isim doğrusu. Bizim de bir oğlumuzun adı Kerem. Bakınız, Kılıçdaroğlu’yla bir ortak paydamız çıktı. Başka yönlerimiz de vardır belki ortak olarak değerlendirilebilecek. Aynı ortamda bulunsak daha ne paydalarımız çıkar da, veririz muhabbetin gözüne, kimbilir! Neden olmasın? Sonuçta, aynı ülkenin vatandaşları ve aynı coğrafyanın insanları değil miyiz?
Her neyse sevgili dostlar. Eşref-i mahlûkât olarak yaratılıp mükerrem kılınmış, Resûl-i Ekrem’in ümmetine Kerem ya da benzeri adlar, Kerîm olan Rabbimizin güzel bir nasîbi, latîf bir ikrâmıdır. Hz. Ali (KV) Efendimizin de vasıflarından olan Kerem ismiyle müsemmâ olanlara ve cümle ehl-i îmâna Rabbimiz lûtf u keremiyle muâmele eylesin inşâllâh… Âmin…
Erkan YOLAÇ dedik te, bu gün, rengini belli etmemek durumunda bulunan her kes o programlardaki yarışmacılardan farksız. Meselâ vaaz etmek, cenâze, okul, kurs gibi toplu yerlerde resmî konuşma yapmak durumunda olanlar EVET ya da HAYIR’ı kullanırken ister istemez tedirgin oluyor, yanlış anlaşılmaktan endîşe duyuyorlar. Nitekim, Cumhurbaşkanımız bile EVET, EVET, EVET derken, bir yandan da, birlik-berâberlik, dirlik-düzenlik adına, “EVET diyen de, HAYIR diyen de bizimdir, bizim için saygıdeğerdir” demek lüzûmunu hissediyor.
SAYGI VAR, KAYGI YOK!
Ki, sonuç ne olursa olsun, hepsi milletin kararıdır. Saygı duymak gerekir. Şahsen biz her zaman saygı duyuyor, sonuç ne olursa olsun aslâ kaygı duymuyoruz. Oy oranları, sâdece sesin gürlüğü, karar vericilerin özgürlüğü ile alâkalıdır. Yoksa ülke yolundan dönecek değildir. Gür çıkacak bir ses, motivasyonu olumlu yönde etkileyecektir; o kadar. Kervanın yolculuğunda bir sıkıntı yok elhamdülillâh…
REİS, BİNALİ, DEVLET;
HAYRIMIZ İÇİN, EVET!
Değerli dostlar. Fazla söze hâcet de yok aslında. Bakınız, mesele, insanda ve de güvende bitiyor. Aynı kanunlar ayrı ellerde farklı uygulanabiliyor. Şekil bizi çok bağlamıyor. Daha doğrusu, işin erbabı değerlendirmiş, ortaya getirmiş. Bu hukûkî ve siyâsî bir mesele. Aktörler ortada. Sonuçta, REİS, EVET diyor. Yıldırım Başkan öyle; DEVLET Bey de öyle. Peki, daha ne olsun?!
Burada başkaca, reyine güvenilecek, basîretine îtibar, ferâsetine îtimad edilecek, sizlerin de tanıdığı yüzlerce isim sayabiliriz. O zaman bizler için, geriye ne kalıyor? Kısaca, sağduyu ittifâkı EVET’te. O zaman biz de, "EVET’te HAYIR vardır" diyerek sözü bağlıyor, referandumun ülkemiz, coğrafyamız ve de tüm insanlık için maddî-mânevî güzelliklere vesîle olacak gelişmelere medâriyeti temennîsiyle, cümleye sevgi, saygı ve de sevdikleriyle berâber sonsuz mutluluk dileklerimizi sunuyoruz wes’selâm...