Bir defâ, seçimin tekrar hayırlı olmasını dileyerek söze başlamak istiyoruz. Halkın irâdesi, kaderin tecellîsi böyle oldu. Sonuç, genel anlamda ve özellikle iktidar partisi ve de tek partiye alışan genç nesil için pek de sanıldığı gibi olmadı gibi sanki.
Şimdi düşünüyoruz da, öncesi ve sonrası îtibârıyle gâyet normâl, sükûnetli ve de ağırbaşlı bir seçim süreci oldu. Özellikle sandık boyutunun, hükûmetin bir başarısı olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Doğrusunu söylemek gerekirse, seçimlerde çıngar çıkacağı noktasında büyük endîşelerimiz vardı. Zîrâ, önemli bir seçimdi; Ak Parti’nin çok güzel formüle ettiği gibi YENİ TÜRKİYE, İKİNCİ YARI, 2023, 2053, 2071 gibi bölge ve de son tahlilde dünyâ devleti olma ideâline yönelik söylemler, dış sömürgenlerle iç kodamanları her anlamda tahrike yetmişti.
Bu noktada hayâtî önemi olan bir seçimi bir noktada sebote etmek isteyecek olabilirlerdi. Nitekim, aylar öncesinden sandıkta hîle olabileceği yaygarasını yaydılar; her ihtimâle karşı çıngar çıkarabilmek adına. Ama, öylesine şeffaf ve başarılı bir uygulama oldu ki, kimse çıt çıkaramadı. Belki de, istedikleri sonucu normal olarak elde ettikleri için böyle oldu; onu bilmiyoruz.
Ak Parti; Ne SANDI(K), NE BULDU(K)?
Şimdi, Ak Parti için ne söylenebilir? Çok şey elbette ama, ilk başta kısaca ve tek kelimeyle halk Ak Parti’ye ONE MİNUTE dedi diyebiliriz. Yâni; Hop kardeş nereye, hayr’ola?! Bilmem farkında mısın ama, sen bizden uzaklaşmaya başladın, kendin çalıp kendin oynamak neyin nesi öyle? Koparak kopuklaştın âdetâ. Söylemlerin çok güzel de, gidişâtında rûhtan uzaklaşma, raydan çıkmalar var. Kendini gözden geçir. Şöyle bir muhâsebe yap. Ondan sonra çık karşıma; elbet yine görüşeceğiz.
Evet, halk Ak Parti’yle daha çok görüşecek. Çünkü, Ak Parti bir Türkiye ve dünyâ gerçeği artık. Millet bu misyonu aslâ harcamayacaktır. Çünkü ondaki ruh ve heyecana bu ülkenin ihtiyâcı var.
Bu son olan, sâdece ufak bir uyarı, o kadar; başka bir şey değil. Ak Parti milleti, millet te Ak Parti’yi sevdi. Onu tek parti olarak kaç kez iktidara taşıdı. Şimdi bir adım geri çekti ama sonuçta yine ilk parti yaptı.
%40 ZEMÎNİ
Sevgili okurlar; sözün özü, AK PARTİ %40’lar zemînine oturdu. Bundan daha aşağısı olmaz. Kimse, son skora bakarak bu milletin Ak Parti’den umûdunu üzdüğünü söyleyemez. Ama, halk doğrusunu yaptı. İlk kuruluş yıllarındaki samîmiyet ve misyonundan sapmalar gördüğü partiye bir İHTAR çekti sâdece. Titre ve kendine dön dedi. Ak Parti bunu yapmak zorunda ve yapacak ta. Başka yolu yok.Neyse bu konuları daha çok değerlendirip irdeleyeceğiz.
KELEBEK ETKİSİ Mİ?
Bugünlük bu kadar diyeceğim de, akşam telefonda konuştuğum İstanbul’da yaşayan bir öğrencim, insanlar pişman, üzülen, ağlayan var diyor. Buralarda da benzer sözler söyleyenler oluyor. Buradan şunu anlıyoruz ki, kimileri, Ak Parti’nin hakkından ancak o gelebilir diyerek HDP’ye şartsız destek verirken, diğer yandan da buna eli varamıyacaklara da gâyet mâsumâne bir tarzda, bunlara bir ders vermek lâzım, şımardılar, burunları uzadı gibi fısıltılarla etki ettiler. Tıpkı gezi olaylarındaki mâsumiyet görüntüsü gibi.
Ama, sanıyoruz bu plânlı, sinsi, avlayıcı sözlere kananlar oldu. Bu da bir KELEBEK ETKİSİ yaparak sonuçlara, maksadını aşmış olarak yansıdı. Sonuç bu olunca da, gâlibâ biraz fazla kaçtı türünden hayıflanma moduna girdiler. Demekki, sonuçta böyle bir ÎKAZ gerekiyordu ki, tecellî böyle oldu. Tekrar hayırlı ve toparlanmaya vesîle olsun inşâllâh diyoruz. Gelelim diğer partilere:
CHP'DEN MHP'YE...
Seyit Torun ve Mustafa Adıgüzel’i tebrik ediyoruz. Partilerine yerel bazda artı değer kattılar. Ama, CHP’nin genel anlamdaki durumu ortada. Yoruma bile gerek yok lâkin, pişkinlik had safhada. Oyları ve de milletvekili sayıları geçen seçime göre düşmüş olmasına rağmen muzaffer komutan edâsındalar. Oylarını nispeten koruyabilmiş olmaları da, aday sıralaması yaparken üyelerinin önüne sandık koymak sûretiyle tabanın sesine kulak vermelerinden kaynaklandı. Diğer partiler de böyle yapsaydı onlara 1 fark atamazlardı.
Meselâ MHP. Ordu’da hep ses getiren bir parti ama, hiçbir varlık gösterememesi kendisini yenileyememesinden. Hattâ kendi içinde sürtüşmelere girişmesinden. Ülke çapında 4 puan ilerleyen ve vekil sayısını artıran MHP’nin Ordu’da ofsayta düşmesi, tamâmen yerel dinamiklerin halkın önüne yeni bir heyecanla çıkamamasıyla alâkalı.
MECLİSTE TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİ...
Diğer enteresan bir tecellî de, son Cuma hutbesinin İslâmda kavmiyetçiliğin reddine dâiriyetine rağmen birisi Türk Milliyetçisi, diğeri de Kürtçü olduğunu söyleyen iki partinin toplamda 10 puan oylarını artırmaları ve de 80’e 80 berâbere, kardeş kardeş gibi bir tevâfukla meclise gitmeleri. Ama, biz her hâlükârda, bunda da bir hikmet vardır, belki de hep kaynaşmaya sebep olacaktır; Hakdan hayırlısı, MEVLÂ GÖRELİM NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER diyoruz.
Sevgili okurlar, mecliste artık, duruşunu tâzelemiş, duygularını bilemiş, üstüne üstlük, kimisi de oldukça güçlenmiş 4 diri parti var. Bundan böyle, daha bir kıyasıya tartışmalara şâhit olacağımız açık. Mâmâfih, hareketli bir dönem bizi bekliyor. Tek partide insanları çok ilgilendirmezken, şimdi tüm tarafları ve kesimleri yakından ilgilendirip, en az derbi maçları kadar heyecanlandıracak konular ve hassas süreçler bizi bekliyor.
Allâh milletimizin, Muhammed Ümmeti’nin ve de mazlum insanların yardımcısı olsun. Seçimlerin tekrar hayırlı olması dileğiyle bu günkü yazımızı noktalıyor, koalisyon ihtimâllerine dâir düşüncelerimizi gelecek günlere bırakırken, tekrar görüşmek umûduyla hepinize sevgi ve de saygılar sunuyoruz ves’selâm…