Gerçekten de bir çile oldu Ordu’da trafik. Uzun yıllardır kent içi trafiğe getirilmeyen çözüm artık dayanılmaz bir hal aldı. Pazar günü trafiğe çıkanlar tam bir işkence çekti desem hiçte abartmış olmam. Ailemle birlikte denize gitmek için saat 12.10 gibi evden çıktık. Ordu’yu bilenler bilir. Çelebioğlu Sapağı’nda kent trafiğine girdik, İran Yolu (Turgut Özal Bulvarı), Atatürk Bulvarı güzergahını takip ederek, devam ettiğimiz güzergahta hiç abartmıyorum tam saat 12.50’de ancak Anemon Oteli’nin yanına varabildik. Öğle saatlerinde Altınordu’da trafik ancak kaplumbağa hızıyla ilerledi. Yıllardan beri bu kenti yönetenler, kent trafiğini çözmek için bırakın çözüm üretmeyi trafiği tıkamak için çalışmışlar sanki. Sanıyorum tahmini 3-3,5 kilometrelik yolu ancak ve ancak 40 dakikada alabildik. Sanırsınız İstanbul’da veya dünyanın en kalabalık kenti Newyork’tasınız. Oysa Ordu’dasınız. Yani bu zamana kadar çok rahat çözülebilecek bir soruna bugüne kadar dokunulmayınca artık dayanılmaz boyuta ulaştı. Dönüş yolu da farklı değildi. Çaka’dan saat 16.00’da yola çıktık ama eve geliş saatimiz tam 17.38’di. Bu zaman diliminin tam 1 saati, Kumbaşı’ndan Çelebioğlu Sapağı arasında geçti. Trafik adeta kilitlendi. Denebilir ki, ‘Pazar günü herkes denize gitti. Bu yoğunluğun olması gayet doğal.’ İyi de bu sadece bugüne özel değil ki, ve sadece ana arterde değil şehir içi trafiği de aynı. Veya sadece bugüne, yada yaza özgü bir yoğunluk değil. Haftanın diğer günleri veya her dönem aynı sorun var. Yıllardan beri yapılmayan katlı otoparklar nedeniyle yolların belediye tarafından adeta haraç karşılığı otopark yapılması nedeniyle işkence yaşatan bir trafik yaşıyoruz. Kim ne derse desin göreve yeni seçilen başta Enver Yılmaz ve Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş’ın ilk ve ivedilikle çözmesi gereken en önemli sorun bu kent trafiği sorunudur. Bu sorunu çözmeden ne yaparsanız yapın hiçbir önemi yok. Battı-çıktı mı yapılacak, altlı üstü kavşaklar mı yapılacak, katlı otoparklar mı yapılacak ne yapılacaksa bir an evvel yapılması gerekiyor. İnsanlara ‘araba almayın’ denmeyeceğine göre bu trafik çilesine acil çözüm bulmak gerekiyor. Bu arada trafik sıkışıklığından en az bir 10 dakika durduğumuz Anemon Oteli’nin önünde bir kez daha bu otelin Ordu’ya verdiği görüntü kirliliğini izlemek zorunda kaldım. Bu otel için burada imar izni verenleri ne tarih nede vicdanlar affetmeyecek. En azından ben affetmeyeceğim. Ben Ordu’ya otel yapılmasına karşı değilim. Daha çok oteller turizm yatırımları yapılmasını isterim ve buna da gerek olduğunu düşünenlerdenim. Ancak bu yatırımları yaparken kent dokusuna zarar vermemeli, kente artı değer katmalı. Şimdi Anemon’a bir ikinci ucube daha ekleniyor. Oda yeni belediye binası. Keşke bu binayı yıkma imkanı olsa ve bu alan başka bir amaç için değerlendirilirse. Belki bugün 10 milyon lira zarar olur ama gelecek nesillere çok güzel bir kent bırakabiliriz.