Geçen cumartesi akşamı Orduspor maçı öncesinde engelli bir dostum beni aradı ve maça giremediğini söyledi. Gerekçesini sorduğumda passolig kartı olduğu halde stat görevlilerinin kulüp binasına gidip onaylatmaları gerektiğini söylediklerini söyledi.
Dostuma nasıl yani, kulübün açıklama yaptığını ellerinde passolig kartı olan engellilerin maç günü 10 ile 14 arasında store mağazasında bilet alabileceklerini açıkladığını söylediğimde bana ‘dedikleri gibi Orduspor Store’ye gittiklerini ancak kendilerine engelli biletinin olmadığını söylediklerini söyledi ve devam etti. Daha sonra maç saati engelli tribününe gittiklerinde maça girmek isteyen engellilerin passolig kartı aldıktan sonra kulübe telefon açıp TC kimlik numarasını vermeleri, engelli olduklarının tespit edilmesi gerektiğini söylediklerini, devamında ise her hafta maç günü kulüp binasına gidip yüzlerini tanımlatmaları gerektiğini söylediklerini belirtti.
Ben tabi dostumun anlattıklarını şaşkınlık içinde dinliyorum. Garipsiyorum tabiî ki. Çünkü her maç kulüp binasına gidecek ve orada yüzlerini taratıp sisteme işletecekler. Böyle bir eziyetten başka nedir acaba çok merak ediyorum. Bu uygulama federasyondan kaynaklanıyorsa saçma sapan hatta deli saçması bir şey. Yok bunu Orduspor Kulübü yapıyorsa onlara diyeceğim tek şey yazıklar olsun.
Bu konuyu düşünürken Ordu Valiliği merdivenlerinde tekerlekli sandalyede 4 kişi tarafından taşınan engellinin fotoğrafı birden gözümün önüne geliyor. Kendileri için düzenlenen bir programda bir engelli asansörü olmadığı için eziyet çekiyorlar. Hem de bir ilin en yüksek makamında her şeyiyle herkese örnek olması gereken bir bina.
Bir başka fotoğrafta sosyal medyadan gözümün önüne geldi. Facebook’ta paylaşılan bir fotoğrafta Altınordu ilçe sınırları içerisinde yeni yapılan bir kaldırımda engellilerin kullanması için tekerlekli sandalye işareti var yalnız kaldırıma giren engelli 10 adım ötede bir restoranın attığı masaların engeline kapılıyor.
Yani Altınordu Belediyesi, engellilere uygun kaldırım yapmış ama, 10 adım sonrasını düşünemeyecek kadar sığ kalmış, ve oraya masaların koyulmasına izin vermiş veya kaldırmamış. Ordu’da gezin sokakları muhakkak engelli rampalarının birçoğunun önünde ya bir otomobil, ya bir seyyar satıcı muhakkak görürsünüz.
Mesele nedir biliyor musunuz? Mesele tek kelimeyle kafa meselesi. Siz istediğiniz kadar yasa çıkarın, o yasaları uygulayacak kişilerdeki zihniyeti değiştirmedikten sonra hiçbir anlamı yok.
Ordu Valiliğine engellilerin kullanabileceği bir asansör yapmak kaça patlar? Ordu’nun bütçesini mi sarsar. Öyle sokakta gördüğünüz engellilerle fotoğraf çektirmekle olmuyor bu işler. Bu işler uygulamada oluyor. Eğer uygulamada yoksanız sokakta rastladığınız engellilerle fotoğrafta çektirmeyin.
Yada Belediye Başkanı Engin Tekintaş, güzel kaldırımlar yapılıyor da şu zabıtaya ufak bir talimatla, ‘kardeşim engelli rampalarının önünü kapattırmayın, kaldırımların işyerleri tarafından işgal edilmesini önleyin, itiraz edene, kurallara uymayana en ağır yaptırımları uygulayın’ diyemez mi?
Veya Orduspor Kulübü passolig kartlarına engellidir ibaresi vurup her hafta kulübe açacakları telefonla stadyuma kabul edemez mi? sağlıklı bir insanı bile isyan ettirecek bir uygulamayı engelliye reva görmek nasıl bir zihniyettir?
İşte diyorum ya asıl mesele kafa meselesi. Ben insanların iyi niyetinden şüphe etmiyorum. Muhakkak her biri engellilere yardım etmek ister ama buna göre programlanmışlar ki.