Gezi Parkı eylemleriyle başlayan eylem ayaklanmasının amacının ağaç olmadığını eylemi düzenleyenlerin kendileri de açıkladı. Amaçları Başbakan Erdoğan’ı zayıflatmak olduğu apaçık ortada olan bu eylemlerde şimdi de başbakanın yüzde 50 dediği oyu itibarsızlaştırmak... Gezi Parkı eylemleri Türkiye gündemini işgal ediyor. Eylemlerin amacının ağaç olmadığı hatta Topçu Kışlası olmadığı eylemi yapanların kendi ifadeleriyle de apaçık ortada. Eylemi yapanların tek gayesi hükümeti ve dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ı zayıflatmak olduğu artık ayan beyan meydana çıkmış durumda. Amaçları Erdoğan’ı indiremeseler de zayıflatmak ve gücünü kırmak olan bu eylem dalgası hedefine ulaşmak her türlü iftira, yalan, karalama yoluna başvurdu. Sadece sokakları yakıp yıkmakla kalmadılar, özellikle sosyal medya vasıtasıyla o “saygın” bildiğimiz veya tanıdığımız sanatçılar, gazetecilerin attığı twitler ve paylaşımlar inanın insanın midesini bulandıracak cinsten. Aslında bu eylemlerin tek iyi yönü de herkesin gerçek yüzünü topluma ayna gibi göstermesi oldu. Hani denir ya ‘her şerde bir hayır vardır’ diye. İşte bu şerrin hayrı da bu oldu aslında. O televizyon karşısında akılları sıra hayatları boyunca barış, kardeşlik mesajları veren güya ‘büyük sanatçılar’ın aslında ne kadar iki yüzlü ve riyakar olduğunu attıkları yalan yanlış Twitlerle, polise, devlete, bu ülkenin hükümetine yaptıkları iftiralarla ortaya koydular. CHP’yi saymıyorum. CHP’nin zaten ne olduğu 1960 darbesinden önceki tutumu, 80 öncesi tavrıyla, 28 Şubat darbesiyle zaten tek beslendiği damarın darbeler ve kaos olduğu zaten belli. Bu kesimlerin şimdiki hedefinde ise AK Parti’nin aldığı ve anketlerde çıkan yüzde 50 oyu itibarsızlaştırma çabası. Bunun için inanılmaz, akla hayale sığmayan matematik hesapları yapıyorlar. Örneğin 2011 seçimlerinde AK Parti’nin aldığı 21 milyon oyu ki yüzde 50’ye yakın bir oy yapar. Sandığa gitmeyenleri, oy kullanma (18 yaşından küçükler) hakkı olmayanları da hesaba katarak 76 milyona bölüyorlar ve yüzde 29’luk bir hesap çıkarıyor bu aklı çok fazla çalışan kafalar. Bunların zaten vicdanları yok bunu biliyorum da matematikleri de yokmuş, bu sayede bunu da öğrendim. 2011 seçimlerinde oy kullanmayanların tamamının AK Parti’ye oy vermediğini nereden biliyorsunuz? Böyle bir anket veya gizli bir oylama mı yaptınız? Kaldı ki, 2011 seçimlerinde CHP ve MHP, AK Parti’nin fazla oy almaması için seçmenlerini sandığa götürmek için yoğun çaba harcadılar. Tamam, diyelim ki sizin dediğiniz oldu. O zaman CHP’nin oyu ne oluyor, birde onun hesaplamasını yapsanız ya cesaretiniz varsa. Sizin hesabınıza göre o zaman CHP, baraj seviyesinin biraz üstünde bir parti olduğu ortaya çıkmasın sonra. 18 yaşından küçüklerin tamamın AK Parti karşıtı olduğuna nerden kanaat getirdiniz? Hangi sosyolojik araştırma yaptınız da bu sonuca vardınız? Yoksa Türk gençliğini sadece Taksim Gezi Parkı’ndakilerden mi ibaret sayıyorsunuz? Başbakan Erdoğan, ‘benim arkamda yüzde 50 oy var’ dedi ya akılları sıra AK Parti’nin arkasında yüzde 50 desteği olmadığı, bunun aldatmaca olduğu konusunda insanları ikna etmeye çalışmak. İşin korkunç boyutu asıl amaçları Türkiye’de yapılan seçimlerin meşruiyetini tartışmaya açmak. Hadi canım sende demeyin. Hatırlayın Filistin’de yapılan seçimleri. Hamas zafer kazanınca ‘seçim sonuçlarını tanımıyoruz’ demedi mi İsrail? Oysa Filistin’de seçimler olmasını ABD ve İsrail istemişti. Ama artık bu halk bilinçlendi. Sizin ne kadar yaptığınız yalan ve iftira ve düzen varsa anında çürüten mekanizmalar var artık çok şükür toplumda. Fadime Şahin’lerin, Ali Kalkancı’ların aslında kimler olduğunu ve kimin kurgulayıp sahneye koyduğunu öğrenmek için yıllarca beklemeye gerek yok. Her attığınız sahte twit, yalan paylaşımlar, daha sabahına varmadan çok şükür ortaya çıkıyor. Tıpkı Müftü karısı diye piyasaya sürdüğünüz ama aslında CHP’li olan ve Gezi Parkı eylemlerinin en önde gelen ismi Gül Taşlı Cenal gibi...