AK Parti halkın mesajını doğru okumuş. 7 Haziran’da tek başına iktidardan düşen AK Parti, tekrar seçimlerde halkın verdiği mesajı iyi okumuş ve gerek listelerde, gerekse vaatlerde daha özenli olunca halkta kendisine gereken desteği verdi. Türkiye seçimini yaptı. Bu sonuçlar AK Parti'nin büyük zaferiyle sonuçlandı. Ben Türk halkının her seçimde doğru karar verdiğini hep gördüm. Bu seçimde de doğru kararı verdi elbette. Tıpkı 7 Haziran’da olduğu gibi. 7 Haziran’da seçmen AK Parti’den umudunu kesmemiş, ama hatalarından arınması ve 2002 ruhuna geri dönmesi için ikazda bulunmuştu. 2011 seçimlerinde aldığı yüzde 48 oyu yüzde 41’e düşürmüştü. Halk 7 Haziran’da AK Parti’ye ‘ben senden umudumu kesmedim. Ama hatalarından arın, ve içindeki çürük elmaları temizle’ dedi. AK Parti’de halkın verdiği bu mesajı iyi okuduğunu gösterdi ki, ortaya bu sonuç çıktı. Ordu’dan önce genel duruma bakacak olursak. 7 Haziran’da özellikle doğuda yapılan yanlış aday tercihleri bu sefer yapılmayınca 2011’de aldığı, hatta geçtiği oy aldı. 7 Haziran’da muhalefetin asgari ücret ve emeklilere yönelik vaatleri reddeden ve alay eden anlayışın yerine asgari ücretli ve emeklilere yönelik adımlar atan, dar gelirli vatandaşa refahtan pay vermek için harekete geçen bir anlayış hakim oldu AK Parti’de. Tabi AK Parti’nin en büyük destekçileri olan muhalefet partilerini de hatırlamak gerek. Maşallah bizim muhalefet evlere şenlik. 7 Haziran’dan sonra sorumluluk almayan, hükümet kurmak yerine kurmamak için çabalayan ve sadece ‘hayır’ diyen bir muhalefet olunca seçmende onlara gereken tokadı çok sert attı. Bunun yanında tabiî ki başta terör olmak üzere ekonomi ve dış politika özellikle Suriye’deki gelişmeler karşısında seçmen tek başına iktidarı ve en fazla güvendiği AK Parti’yi tercih etti. Tabi halk bir muhalefet liderlerine baktı birde AK Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na. Recep Tayyip Erdoğan gibi bir dünya liderinin ardından 7 Haziran’a göre daha bir lider olan ve sorumluluk alan Davutoğlu, halkın güvenini ve desteğini bu sonuçla fazlasıyla aldı. Elbette burada kim ne derse desin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan faktörünü de elbette unutmamak gerekir. Halkın oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Erdoğan halkın gözünde hala en gözde isim. Ordu’da da aslında benzer durum söz konusu. 7 Haziran’da zoraki Ordu’dan aday yapıldığı izlenimini veren Numan Kurtulmuş gitmiş, tüm sorumluluğu üzerine alan ve kampanyanın her aşamasında bulunan, tüm ilçeleri gezen bir Numan Kurtulmuş vardı. 7 Haziran’da ‘nasıl olsa tek başına iktidarız rehaveti gitmiş, mütevazi, seçmenle birebir temas kuran, ‘siz ıslanıyorsanız bende ıslanırım’ diyen bir anlayış hakim oldu. O 2002’de halkı önemseyen ve halka yönelik politikalar bu seçimlerde tekrar hatırlayan bir AK Parti vardı. Ordu’da 7 Haziran’da AK Parti’de olan rehavet bu sefer CHP’de vardı. CHP, Ordu’da sanki iki milletvekilini garanti gördü ve varla yok arasında bir kampanya yürüttü. Elbette durum böyle olunca ortaya bu sonucun çıkması kaçınılmaz. MHP’de ise ilk sıradaki aday Onur Şahin’e kampanyayı bıraktı. Diğer adaylarına hiç önem vermedi. Bunun yanı sıra AK Parti, milliyetçi tabanda ağırlığı olan Metin Gündoğdu’nu aday yaparak, milliyetçi tabandaki kararsız oyları AK Parti’ye çekti.    Ben hep derim, Türk halkı her zaman en doğru kararı vermiştir. Nasıl 7 Haziran’da o dönem için en doğruysa şimdi de verdiği kararla en doğru kararı vermiştir. Türkiye artık belirsizlikten kurtuldu ve artık önünü görmeye başladı. Bundan sonra iş seçimi zaferle kapatan AK Parti'ye düşüyor. Halkın mesajını iyi almalı. Türk halkı AK Parti’ye ‘al sana benden istediğin yetki. 2023 hatta 2071 hedefine koştur bu ülkeyi. Kim Türkiye’ye pranga vurmaya kalkarsa kır onun elini, artık bu ülkeyi terör belasından kurtar’ (özellikle Kürt kökenli seçmen) demiştir. AK Parti’de Halktan aldığı yetkinin hakkını vermeli. 2002 ruhuyla bu ülkeyi yönetmeli ve vaatlerini birer birer yerine getirmeli. Yoksa 7 Haziran çok geride değil.